MERHABA GÜNEŞ
Ilık ılık içimizi ısıtan, altın rengi parıltını bizlere sunan gülüşünün masumluğu aşkına sımsıcak selâmlıyorum seni. Hoş geldin güneş! En beğenilen şarkıların nakaratında, taptaze çam balının sarı renginin bal gibi kıvamında saklısın şu an. Gözlerden akan yaşların günahlarımızı birer birer dökmesi gibi sen de ışığının her bir sarımsı dalgalanışıyla yürekleri birer birer ısıttın. Toprak seninle sıcacık oldu, meyveler ballanıp olgun kıvamına geldi. Sen gelince kar taneleri memleketine göç etti, yağmur da bir süreliğine çöllere çekip gitti. Kursağıma dolan özlem, boğazımda düğümlenen duayla Rabbim seni bana kavuşturdu. Bir tatlı bakışı nakış nakış, yüreklere dua ile işleyen sıcacık muhabbetler güneşteki o sıcaklıkla bir oldu. Güneşin gülen yüzü; kalbi ılık, yüreği pak, adam gibi adam dediğimiz insanları şair yaptı. Boğazımıza takılıp da yutkunamadığımız her bir harf, türkü tadında güneş gibi parıldadı. Besmelenin kalplerde dalgalanışı, şahadetlerin vatan aşkıyla ısınması güneş gibi doğdu. Ne kelimelere sığıyordun ne de yüreklere. Sen ki güneş oluşunla, ışığını dört bir yana armağan edişinle altın değerinde bir nimettin.