Mamon özel mülk sahipliği ilişkisini ortam içine iyice yerleştirip; süreci ortam içine iyice meşru edip; süreci kurallı ve kurumları olurla işler hale getirdikten sonra, egemen sınıf için işi büyük oranda bitmişti. Mamon artık fakirlerin de kölelerin de Mamon’u olabilirdi. Yeni durumla Mamonlar arası ve sınıflar arası Mamon anlayışında genişleyen sömürü kaynakları adına, tevhitçe bir ittifak gerekliydi.

 

Mamon’un fakir sınıf Mamon’u olması içinde birçok gerekçe vardı. Mamon genel ve ortak kullanıma göre şahıs sahipliğinde olan kullanıma açık oluştu. Şahsi mülk sahipliği yansımalarını veren anlama olmakla Mamon bu anlamı veren boşluk devinmeli holün içine oturdu. Bu Mamon’un birinci anlamı olmaktı. Diğerleri buradaki yansımalara bağlı olmakla birinci olanın ikinci, üçüncü, yüzüncü anlamıydı.

 

Gerçek yansımalı bir devinmenin içine oturan imge Mamon içinde oturduğu gerçek yansımanın devinmesini kendisinden kerametle olan bir şey gibi yansıyordu. Bu aşamayla özel mülk sahipliği demek ortaklığın malından mülkünden alınan malın mülkün, kimilerine mamon tarafından verilmesiydi.

 

Yani Ortaklığın malı mülkü kimlerine veriliyorsa, ortaklıkta yararlanan pek çok kişide malsız, mülksüz kalmaktadır. Dahası maldan mülkten yoksun kalan pek çokları ortaklığa katkı verdiği kendi birikmiş emeklerini çaldırmış oluyordular. Bu nokta ikinci yansımasını yapacaktı.

 

Mamon keyfine göre takdirde bulunuyorsa günü gelince de kendisine de takdir edebilirdi. Birinci ve ikinci imgeden bunu ortaya çıkarıyordu. Zaten Mamon’da bu imgeyi körüklüyordu. “Bana icabet edin ki ben de icabet edeyim” diyordu.

 

 Yani “benden isteyin ki isteğinizi vereyim” diyordu. Yine Mamon “biriniz bir iyiliğim dokunduğunda (birinize mal mülk verdiğimde) bunu sizden kim alabilir ki?” Ya da “birinize bir kötülük dilemişsem (birinizin malını mülkünü elinde almışsam) sizi bu sıkıntıdan kim kurtarabilir ki?” demekle insanlar beklenti içine girip bu Mamon’a ve Mamon tevhidine sahip çıktılar. Bu imge içindeki Mamon herkesin Mamon’u olmada, kendisine hayli alan açmıştı.

 

Artık özel mülk sahipliğine ilişkin yansımayı veren boşluk holü olan alan devinmesinin içine oturan Mamon, bu boşluk devinmesinin her hareketi içinde Mamon’un hareketi olmakla kavranan bir imge edilecekti. Mamon haklı olarak bu boşluk devinmeli holün hareketine göre hareket edip konuşacaktı.

 

Mamon, özel mülk sahipliğini de yansıtan genel zenginliği boşluk devinmesini veren salınımın içinde olmanın hareketiydi. Özel mülk sahipliği olur holün devinmesine göre kimi kişiler mülkten yoksun olurken; kimi kişiler de mülke batacaktı. Mamon seçilmiş şanslı insanlara mal mülk veren güç, kuvvet oluşla imge edilen yansımaydı.

 

Mamon’a şahsi sahiplik olan holün kazandıracağı boşluk devinmeli serbestlikle mülkü veriyordu. Boşluklu alan devinmesinin kendi özgü dönüşmesi olan hareketine siz; kendi verdiğiniz anlamla; alan boşluklu özgün çevrimle, Mamon’u aynı şey sanıyordunuz. Oysa sizler Mamon’u takmasanız da, ortamda biriken servet varsa, ortamda kolektif ortaklığınızla birikmiş zenginlik ve zenginlik kaynağı varsa; özel sahipliği akıl etmenizi ortaya koyacak o yansıma süreç te hep vardır.

 

Bir şeyin insan kafasında oluşan imgesi (enerjinin imge şekli), hayali boş boşuna imge olmazdan önce oturdukları şeylerin kendi içinde zaten yansıma veren mana olmakla vardırlar. Mana yansıması ortam içindeki şartlarla girişme yapması için kullanacağı enerji kendi iç devinme (dinamik) enerjisidir. Bu enerji diğer bir yansımayla manadır.  Bize göre ne yapacağını bilmedir. Şeylerin kendi içine sokulan boşluk holü devinmeli enerji yansıyan mana imge biçimlenmesi olmaktadır. Dönüşen enerjidirler.

 

Yani boşluk devinesi aynı zamanda yansıma yapacak, bağ girişmesi yapacak enerjidir. Bunları böyle kavrayıp dönüştüremez isek süreci anlayamayız. Tabii ki Mamon’un iste ki icabet edeyim türü söylemleri özel mülkçü sistemin oturup ön ittifaklı müktesebatın hayalete dönüşmesi sonrası süreçlerin açılımıdır.

 

Mamon imgesi özel mülkçü anlamayı gelişirken mamon imgeli enerjiyi doğru yansıtamamakla insan çıkmaz sokaklara da sapacaktı. Söz gelimi “Mamon uçmamızı isteseydi bize de kanat verirdi” de. Bununla kalmaz uçma isteğinize ikinci bir engel çıkarır “uçmanızı istemeyen Mamon’un işine neden karışıyorsunuz?” der.

 

Bunlar ayağınıza, beyninize vurulan sonucu tahmin edilemeyen bukağılardır (prangalardır). Gelişmeyi ve gelişmenin açılım yapmasını çıkmaz kılıyordu. Bu milletlerin asırlarca köle olmasından başka bir şey değildi. Bu, bilmesinler anlamasınlar; köleci olan esaretlerine uyanmasınlar demenin ideolojisiydi. Bunun günceli egemen türden söylemi “komünizm lazımsa, gerekirse onu da biz getiriri” diyorlardı.

 

Hâlbuki aynı Mamon’cu mantıkla söylemin karşıt söylemini şöyle dile getirebilirdik. “Mamon bize kanat vermedi çünkü vermediği kanadın yerini alması için işletilecek bir aklı da bize verdi” denebilirdi.

 

"Acıktığınızda etini yiyin. Sabana koşun. Tarlada gübresini kullanın. Üşüdüğünüzde derisini giyin. Yürürken ayağınıza diken batmasın diye derisini çarık yapmanız için öküzü yarattım" diyordu. İnsanlık öküz nesnesi üzerinde neyi kullanım etmişse Mamon da onu söylüyordu.  

 

Nal bilinmiyorsa Mamon’da naldan bahis yoktu. Eğer nal kullanım olmuşsa, naldan ve nalın hayvan üzerinde size dönen faziletini kendi marifeti gibi sayıyordu. Sizin de ağzınız bir karış açık kalıyordu. Köleci süreçten önce böylesi bir seslendirme yoktu.

 

( İnsan 6 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 22.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu