Heba olur bir gün hayatınla yaptıkların
Yitirirsin düşlerini gülüşlerini
Fazla güvenme kendine sen fazla
Düşersin kötünün bir gün eline
Kararmış gecelerin karanlığı gibi
kararırsın
Elinden tutanın olmaz esmez yelin
Bir günlükte olsa
Üç günlükte olsa misafiriz
Hancı değiliz ki yolcuyuz
Bir gönül kapısında bir nefeslik
ömürle
Uzaklarda sanırsın bekler ölüm
Yanındadır seninle yaşar
Uzakta bir kadın bakar sanırsın
Yanındadır canındadır
Gönlündedir bakışı yakar koluna
takar
Koluna da fazla güvenme
Bir gün yana bir tüy gibi düşer hareketsiz
kalır
Dil sürçerek konuştukların
Sürtülür seninle yerde
Sürüm sürüm süründürdükçe
Doğrusunu konuşursun bir eyvah’ın
selamı ile
Otobüs saat başında gelse de
Ölüm anında gelir
Beklemez giyinmeni
Bir parça bezle götürür
Aynada saçını düzeltme
Jöleye hiç gerek yok
Parfüm dersen
Toprak en güzel parfüm dökünmeye
gerek yok
Takım elbiseli almazlar
Ayakkabın rugan olsa da
giydirmezler
Bir parça bezle gidersin
Ben neredeyim demeden
Hoş geldin
Acele etme niye eli boş geldin
derler
Karanlığına bir pencere açılır
Ya cennet bahçesi
Ya cehennemin alevine sarılmış
Suskunluğa alışmamış dilin
Susar suskunluğun bakışıyla
Beklemeye alışmayan gözlerin
Beklemeye alışır
Bir nefes
Bir sarılış
Bir kaçış için
Hangisi çıkar bahtına
Götürdüğünile ölçülür
Ya altın gibi değerlidir
Ya da bir teneke parçasıdır
Bir anda anlamamakla anlamamak
arasında gider gelirsin
Tanıdık bir yer değildir
Bir defa ilk defa girilir
Çıkılmaz bir daha
Ölümdür adı
Yeri mezardır
Ama öldürtmez
Sonsuzluk kapısında
Sonsuz hayata götürür
Mehmet Aluç / Kul Mehmet