Uzun bir çalışma.
Çalışma içindeki geçişler, art ardalığın tekdüzeliği olmayıp, kırılmaların yansıyışıdırlar. Şiirde geçişken üç temel alan vardır. Bu üç temel alan ile hem alanlar topaklanması, hem alanlar girişmesinin kaynaşması yapıldı. Tabiri caiz ise bu çalışma bir alanlar esmesi...
1-Bir sana peri; bir sana
Vuslatım düştü
Al yeşilden hançerlenen
Göğüs çarpmalarım
Sızlarken inceden
Bir sana peri, bir sana
Vuslatım kanar.
2-Sen içimi üşütürken peri
Şeytanların ısıtası geliyor.
Şahmerandan gözler
Çataldan dil.
Orada devetabanı çiçek açmış
Burada aslanağzı salya saçmış
Gecelerim düş, günlerim küs
Bir sana peri, bir sana
Düşlerim arzu sunar.
3-Bilir misin serçeden de titrek yürek
İçimde duyarım da ısıtamam.
Yine de şahini gelir konar
Şahin serçesini sorar
İşte o an titrek ve sinsiden kanar
Çark eder gerisin geri
Akmaz damarlarımdan kan, akmaz peri
Bilirim serçesi şahinini yanar.
4-Işığımı dürsen peri, çekeyimsin
Güneşi boğup halete dursan
Gölgemsin
Damaklarım düş tadı döverken
Belli etmem de
Titrek düşer yansı duvara
Bu ne zamandır, bu ne zaman
Öylece çırpınır
Haletten küsurat mı çıkar peri?
Kaosumdan da, yaman
Bir seni peri bir seni, çırpınışlarla kuş
Bir seni peri bir seni, kaostan huş
5-İşte yol peri
Delilenmeler ve selimler
Bir kasap bir hesap
Varsa bir harikan
Çıkıyorsa safralardan kurtuluş
Buyur her bir tutumlar tarikan
Tut bir âdemin acılı yaşından
Kalmıştır gözbebeğindeki ışıktan ziyan
Kırıldığın an secdedesin
Dinmez bu yara peri, dinmez mestaneden
Seninle sensiz, her sevdayı sen sanır.
6-Ayrılıkta kalmayacak gittiğinde peri
Bir yanım sen olmuş
Bir yanın ben
Döndüğüm yan sen
Gittiğin yan ben
Ayrılığın soruluru tabanda
Başı görmez
Hayaller fışkırmaya görsün, hayaller
Fışkırmazsa eğer
Bitmiştir kurak ve karlarla buz bağlayan
Öylece seyredecek peri
Gönül koyduysa, göz bulacak
7-Korkuttun duygularımı
Bir masal yaratığı kadar aniden
Umut ta tutturmaz şimdi
Çiçeklerim açmaz
Nehirler gölüne kavuşmaz
Sırasına durulmaz bu gönlüm
Kış boranımdan değil
Sen gittin hayallerim dondu peri
Bir seni peri bir seni
Yanmaz sanılan sevdalarla yandım
8-Cihanı sorarım hasta
Bayramlarını sorarım yasta
Her yer ben olmuş peri
Ayrılığa yer bulamam
Çıkar şu soluğunu peri çıkar
Bir gıdımcık iç açılır belki
Adımımı atarım da
Koşmalarım sana hızlanır
9-Tut ellerimi peri tut
Şafak atmakta
Bak Ülker bile yarına yatmakta
Nazandan tut peri, nazadan
Şafaklar mı acullandı
Ben mi peri?
Zamanım niye evmekte
Bir seni peri bir seni
Arzu ile titrek sevmekte
10-Tut ellerimi peri tut
Gidelim
Esriklerimiz dağılmazda
Bizim de Hıdrellezimiz tutar
Baharın al yeşil coşmaları
Dolusunu yemiş, sam yelini demiş olur
Bağ bozumuna kalamaz
Üzüm olmadan dağılır mestanemiz
O kahrolası gitmeler sırasında
Tutuşan sen, yanan ben peri
11-Sensizliği de duyamıyorum peri sensizliği
Yazlar yaz gibi, kışlar kış gibi
Coşmalar da, uçarı gibi heyecan
Değil peri, inan olsun değil
Düşünebiliyor musun Ay ile Tengri fersude
Ne onmazlarda sertlikler yumuşatıp
Maviden kayaçlarla tuttuğum asude
Durumlar dağılsa da peri, kırk düğümle
Nasıl olsa baharlar, heyecanını fısıldar
12-Ey beni zamanın sensizliğinde paylaşan azap
Mukaddes gözlerin oldurması
Hasretin bir ince çizgide
Düğümlenerek sızlayan atımdır
Ne yaman müşküldür ki
Girişim hayallerini ekler
Her zamanlar gibi iç evren
Big bengini bekler
Bir seni peri bir seni, big benglerde saçtım
Bir seni peri bir seni, gönül gözü atımla açtım
13-Hangisi daha parlak peri?
Yıldızlar mı?
Gözündeki ışıltılar mı?
Yuvarlanan katre mi?
Kendimi dağıldım çözümsüzlükte
Arayan, aranan da ben
Bulamıyorum, hangisi sen peri?
Mahrem durma
Sadakatin olur sokulganlığın
Yalnızlığım haykırmasın
Kafesle, duvar dibi fısıltılar
Bir seni peri bir seni, yakınlığını tutamak;
Uzaklığın erim, halelerden geçişken yol;
Duvar dikliği uçurumla, ova düzlüğüne serim gördüm.
14-Yıldızlar kaysa
Yer çevrene (ufka) ağsa
Bu günah senin
Yüklenmelisin sorumluluğunu peri
Armağan etmeden senden sonraya
Bahaneyi kılma kimseye
Tıraşını ol peri
Git Ganj'a
Belki yol olursun
Bir seni peri, bir seni yaşımla döktüm
Bir seni peri, bir seni yaşımla söktüm
15-Tut elerimden peri, tut
Isıt yalnızlığımı
El ele Ganj'da da yunsak
Cenneti durultmaz
Ol mücmel yerinde de çıksa dayak
Bu günah kirliliği
Suların eritmesinden de, şayak
Bir seni sönmem peri, bir seni karla
Bir seni yanmam peri, bir seni narla
16-Cevher sır tutmaz
Yuvarlansa da yaşlan
Bismillah çekilmiş olur
Başlangıçtaki başlan
Kılı kırk yarsam peri
Her birden kırk biri çıkar
Tıpkı sen peri
Matruşkadan sanki her devam
Parça parça zihnime saplansa da avam
Hep sen, peri hep sen
Olmasa niye sürecek devam
Tut ayrılığı peri tut, serimden olsun
Öf demem!
Vur hançeri peri, tam yerinde olsun
17-Sar peri sar
Üşümeleri yorgandan
Han yolcu gözler
İz olmuş yollar
Acımam inan olsun tüy kadar
Boşluğu sarsa da kollar
Dök söylemini yak ağıtını
Tam gönder arzuhal kâğıdını
Ver damgayı yapıştır pulu
Han gözler dilekçeli havaleden kulu
18-Aceleden
Devinip durur bir göz feri
Kovalayan atlısı var gibi
Hayaller tezikmiş
Umut yel gezer
Ters yüz geri
Bulanıksılar meydan alır
Düş yorgunluğumu almaktalar
Gözyaşlarımdandır ıslaklığım
Meydan aldırır daha dinlenmeden
Bahara durur da, çimenden sanırlar
Dağlar ıssızlığını salıvermiş
Kaç peri kaç, korku bahane gezer.
19-Bir duyuştur bu peri
Karışmalar söndürür
Hançerlenen atımlar
Karalamadan rikkatler
Seni yolunda döndürür
İtiraza zaman bulmadan daha
Afakanlar basar
Seni sineye çekmeden
Vaktin daralır
Yürü peri yürü
Ayrılığın vuslatı
Ne güne durur
Gidelim...
Ey peri
Gurbet mi yol düşürür
Yoksa içimizde olan mı?
Yaşlarımızdan kıymet
Gözlerimizdeki kesilen ziyanla
Sana vuslat düşer peri, ayrılık bana
Ne mümkün bazen bunlarla hasretmem peri
Bir geceni tutsam günlerin ayan
İçimde taşıyorsun dışımda beyan
Beri gel peri kucaklaşalım, yokta hami
Dil köprü, sevgi köprü, iman köprü
İzzetten yok olmaktansa duygularla harami
Irlan bir
Bak peşte
Dalgadan tusunami
20-Tıkanıyorsan, islim etmiş
Marmara çırası gibi kalmaktan
Yüreklerinden tutup boğuşturacaksın
Deliliğini...
Zamaneden yana, kozların el tuttuğunda
Alt edecekken bir yanın
Hüsranını da, duy sızlayanın
El çekmeden nefesinden
Adımlarını yaşayacaksın.
Gök sancılandığında mavi mavi
Üşütmeyen yağışlarda
Nirengi atlaslar giyeceksin***
Kızıl olmuş kalplerin kavuşumunda
Bak o zaman tutuşacaksın
Artık
Tutuşturduğundandır zaman.
Sancılar kasıkta durmaz peri
Söz, dil ilen paylaşıldığından beri
21-Eller dizlerinde kalmaz iken
Böğürler sancı tutmaz
Gözyaşlarındaki huruç
Nemlendirecek ıslaklığıyla **
Kalplerin çözümsüzlüğüdür.
Hulul de çözüm, çözülmüşte
Çözümsüzlükten yol çıkardı.
Daha fidandır çözülmemiş tomurcuklar
Binlerce anlarda seyran ederken
Hüsranı da açacak
Derinleşmiştir sevgiler
Dirimden tutacak.
Mevzilerin kurşun yetmezlik yitiminde
Bak o zaman, gökler hal olmuş
Yakınlarsa çok öte...
Akılla duygu sırdaş oldu
Dillerimiz var söylemez
Kalplerimiz var yanmaz peri
22-Uzak çözüldükçe
Yakın ırar.
Bilinirler, bilinmezleşir
Vuslata devam
Ayrılıklar bilinirlerden mi çözülmüştür
Yoksa bilinmeze mi yol almıştır?
Ey peri!
Gözlerimiz şaşkınlaştığında
Aklımızda kopan nedir?
23-Orada bir cem kopar
Bura ise ıssızlığı duymakta
Sağırın andan kopuşudur bu
Gürültüler patlamakta
Fırtınalar dinginliğin dalaşması mı?
Yoksa düzene kaos mu?
Bakıştığımızda pır pır eden iki gibi
Yaşama nabız vuruştur.
24-Sütten çıkmış kaşık
Hiçbir iş yapmamıştır
Biteviyelikten.
Günaha sevdadan kirlenecek
Kirli beyaz
Koruyacak sıfatını
Çabaya durduğu andır
Sıcağa yaklaşırken her yaz
Fırtınaları seyrederken
Dinginliklerde kalmakla
Günahın içinde çıkacaktı beyaz
Karışırken düzleşmek
Düzleşirken karışmak
25-Mesudum dediğinde
Suya tirit çıkardığın birliktelik
Düzende iken fırtınalarda dalmak
Ne mübarektir bilir misin?
Zulmet aydınlığın içinde
Bir hem hal oluştan
Al git dağılmalarını peri
Sevdalar şaşmasın, karanlık nerede?
26-Sen fırtınaları bağrında tutarken
Duasını iyi okuyamamış bir şeytan patlar
Gözler bir çapul dönüşü, harami gözüdür
Sözlerinden hiç birçok çıkmaz
Aç gözlerini, ışığından boğulduğum
Dünya günahlarını soldururken, sen yaşayacaksın
Dünya günaha battığında sen çıkmışsındır
Şikâyetçi olacağın bulaştırışlarındandır
Korkunun gözdağıdır duyulan naralar
Dil çözülmüş tadını duyanda haram
Sanma ki sana ihtiram
Tepişmekten çınlamakta haralar
27-Ey merhametinden zeval yandığım peri!
Düşmüşsek puşt eline
Bil ki gülben foya
Ağzından mı çıkar başkaca mı?
Kalmaz yatsıya mumu
Sonrada yer doya doya
Bize kalmıştır, nazımı çalkan ile Yaratan
Açılmışken titrek eller
Gök yuvara şekva
Bir cenabı şevk oluşla
Anda yücelmedir, duyuşun yüceliği
Utanmandır nübüvveti arcaysa
Dolmuştur olgular
Gittin peri, döndün yansıdın
Döndün peri, gittin yansıttın
28-İhtiramı arama
İçinden dışa hisset
Bak o zaman tavafı olmayan
Dönülen de dönen de sensin
Mutlak içindedir
Seyreylerken, seyir edilmektesin
Seyir var seyir içinde
Âlem, âlem içinde saklanır
Yap numaranı peri
Âlem çalkanır
29-Acılar silmesin gözyaşlarını
Çarmıhta tulum çıkarsa
Heybede turp var peri
Yılgınlık çatmasın kaşlarını
Türbülansın nabzı
Pertürbülansa kalmasın
Sevdası olmayan ülkenin
Gönlü biter peri.
Aç kolalarını peri aç, özledim
Bir âlemde tutuştum
Bir âlemin yollarını gözledim
Sende tutuşmayan, evrende yanmaz
Evren de, seninle kalmaz.
30-Yön tuttu taraflar peri
Gazabın kalmaz.
Sanmasın ki sirkatin söyleyişten
Dünyalar ışık almaz
Kum ve devekuşu çizmeler
Gör hali nicedir seyir eyleyin
O Cenabı Hak ki
Her yerde tutuştum peri her yerde
Kıbleyi neyleyim.
Ne müşkül ile benim için yerin ya Rab
Anlamalar içinde iken hep, halim harap
31-Çiz, aydınlığın ufkunu peri
Beyaz ellerinden
Gün solmasın
Aşağılık söylemlerle
İnleyen gönül tellerinden
Tükürüp haykırmak gelmiyorsa dillerinden
Koyuver gitsin yönlerine
Sütre koy önlerine
Yansısın perdeye hayal
Çıksın kendiliklerin söyleminde meyal
İşte o zamanda müstahaklı yandan
Değil, sureti tecellidir sendeki, candan
Yanarsın peri yanarsın, yanmayan yandan
Hesapsız işler bunlar, Peri
Duada ninni olur mu?
Yaratan'ımızı çaldılar
Âlem dururken daha
Secdede şaşırttılar kaha
32-Işığım ol peri ışığım
Dürül, bükül, sar
Harmanım ol
Sürül, savrul bereketinle kal
Sanma ki harmandan gözlenir
Her zeval
Neşet ediştir özlen geçmiş
Süren ile berdevam
Kalkıştır, sürmez çul içinde
Zillet ile her devam
Akıldan kustum
Duygudan bulandım peri
33-Ayrık düştük zamanca
Anlamalardan beri
Sormadık ki kiminle
Bu gidiş kâh ileri kâh geri
Sözlerinizi dönenden geri
Bir gözlerinden içtim ıslaklığı peri
Bir zilletten
Koyun güdülür de zamanla
O seri bitmiş olur
Bir sürü gelir illetten
Olamadık her dem yağmur altında
Aldanıcı saçaklara sığındık
Sıcağımızı aldılar da, soğuklukla kaldık peri
34-Günlerimiz peri, sanaldan kusar
Geceler Ay'dan mehtap sarhoşu
Günler yaydan çıkmış oktan
Harabeden yapılaşmalar
Küskünüm duymazlığa çoktan
Karga kafeste
Yalandan bıkar
Bir sebep peri
Bir sebep korkusu
Âlemden sararda
Haletten çıkar.
Şeker olmuş diller düşmanda Peri
Yaman atın çiftesi, şimdi pişmanda
35-Zarardalar peri zarardayız
Günüyle de, dünüyle de
İç ezmeleri duyarım falaka
İsyanlar dikilir, özümsenen süreçlere
İnsan demezler de
Önce sadaka
Yeter peri yeter
Doygunlaştık
Kişiselleştikçe küçüldük
Şimdi büyüme sırası
Bizleşelim.
Kalk peri kalk, yılışıklar vıcıklattı
İmbat gibi görüntüler, hepten gıcıklaştı.
36-Yüzleri bir güldürsek
Gönenç duyacak insanlık şurası
İş bizde başlayıp dönmekle bitecek
Haydi, dönelim peri
Durmalarımız yoruldu
Sahip, dönülendir
Dönen de, sahip. *
Peri: Düşlerin uzağındaki ikilem, siz büyüttükçe kaçar, ürker. Siz ondan ıradıkça yaklaşır sokulur, Cazibe olur çekeyler, girdap olur yaşatır. İnsan ürünü bir olamlar alanı oldurganıdır.
Ir: Türkü söylemek, salınmak
* Dönen de, sahip: vücudun ve yüreğin birlikte ikileşmesidir. Yani parça bütün ilişkisi. Vücut saran. Kalp sarılandır. Böylece saran sarılan ve dönen, dönülen olarak vücutla yüreğin ikileşmesi. Ve hem de bu ikili bağıntı ile vücut ve yüreğin tekleşmesidir. Tekleşip bizleşmesidir. /Tanrı'ya dönme, Tanrıda yok oluş (fenafillâh)
** bereketlendirmek, çoğalarak kabarmak
*** efsuni, aldatıcı giyinişler
Şekva : acziyeti, zayıf kalışı haber vermek. Şikayet etmek.
Arca : aksak yürüme
Şayak : dayanıklı örülmüş-giydirilmiş
Huş : İyi ilen kötüyü ayırma
Fersude : Eski, yıpranık , aşınmış
Mücmel : Özlü anlam ve anlatım
Hem hal : Aynı halde, ikisi beraber olan
Zulmet : Aydınlık içindeki yani ışık spektrumunda, ışık girişim durumundaki parçacıkların dalga karanlık haleleri
10.09.2008