gel dedi bana o sevgili bir gün
şaşırdım kaldım öyle,
kalpten üryan ve sevinçten giryan bir şekilde
bir kadın bu kadar mı içten gel der
ve bir adam bu kadar mı içten sever
kalbin bir dökümü olsaydı
baştan sona
"seni seviyor" olurdu o döküm
bu nasıl bir davettir ya rabbim,
bu nasıl bir içten çağrıdır
insanı insana kırdırır
kalbi kalbe karartır
yürek saman çöpüdür
yârin sesi bile kıvılcımdır,
nefesi rüzgardır,
bakışı benzindir
solan betim benzimdir
bir tutuştum mu sönmem
yağmur olup yağsan da
toprak olup saçılsan da
yârin ağzından çıkan her kelime
bir mermidir gelip isabet ediyor yüreğime
daha kaç kez vuracaksın beni böyle zalim
daha kaç kez kul köle eyleyeceksin beni
sen görme halimi
şerha şerha olmuş kalbimi
yalvarıyorum eğlenme benimle
bu aşk bir yangının ilk alevidir
ilk közüdür, ilk külüdür
savurma beni rüzgara
toza bulaştırma
yalvarıp yakartma
gel dedi bana o sevgili bir gün
kalp dayanır mı buna
akıl idrak eder mi
göz seni görmediği her günü
"körmüşüm"
diye bilir
kulak sesini duymadığı her günü
"sağırmışım"
diye bilir
dil adını söylemediği her günü
"lalmışım"
gibi bilir.
bir musluğun önünde
dolup taşan testi gibiyim
sana açmışım yüreğimi
gözümü sana dikmişim
kalbimi sana vermişim
sende tıka basa kalmışım
daha nen olayım,
bahar yağmurum
çiy tanem
o yâr kalp samanlığına çaktı çakmağı,
yaktı canımı, döktü göz yaşımı
ardına bile bakmadan gitti
kendini yakmadan, ateşe atmadan
verdiğim aşkın savaşımı
dört nala gittim ona, uçarak
koşarak, son sürat
şimdi kalkıp da nazlanmanın vakti değil dedim
davet ondan geldi mi icabet artık farzdır bana
göz açıp kapanıncaya kadar gittim
söz ağızdan çıkıp da bana ulaşıncaya kadar...
ışık hızıyla, göz ucuyla
gel dedi bana o sevgili bir gün
oysa daha önce hiç dememişti
nasıl da sevindim görseniz
işi gücü bırakıp benimle sevinirdiniz
bilmeden
çocukça
acemice
düşe kalka gittim ona
ağlaya güle