Kolektif irade, üreten irade ve toplumsaldır. Kolektif olan ön ittifaklar özel mülkiyetçi köleci sistemle beraber parçalanmıştılar. Bu parçalanma içinde her biri bir yerler sahibi olan El ve birçok El’lerle, mal mülk sahibi oldular. İlk başlarda El; bu tarz kaynağı belirsiz malın (kaynağı ön ittifaklı kolektif zenginlik kolektif birikimler olan), mülkün temsilci olan irade olmakla; ortaya konan mana anlayışıydı.

Hâlbuki kolektifin sahipliği içinde olan malı mülkü EL kendi üzerine zimmet etmişti. Böylece ön ittifaklı üreten ilişkiler girişmeli grup emekleri denkliği içinde olan alan etkisi düzenlemesi yerine köleci sistem mal sahipliği girişmeli; sahipliğin ürettirmesi oluşla süreç alanını düzenlenecekti. Sinear bölgesi köleci tevhit etrafında Sümer adıyla henüz bir birlik oluşturmamıştı.

Bu aşamadaki üreten ilişkiler alanını mal sahipliği üzerinde düzenleme işini; kerametlisi de kendisi olukla, kendisinden icazetli birçok bay (bey) erki olan El oluşturmuştu. El; mal mülk te benim. Malı mülkü olmayan kişiler de benim diyor; üreten ilişkileri düzenliyordu. Henüz emek sahipliği olan mal mülk dışında her şey benim demiyordu.

EL; “ben, mülkümü istediğime veririm” demekle; mülk vermedikleri ile de mülksüzleri ortaya koymuş oldu. Böylece tüm her şey gibi kişileri de bir mülk olarak gördü. Kişileri ön ittifaklar içinde alıp, mülk sahibi efendiler üzerine ciro etti. Bu anlayış etrafında El anlayışlı zihniyetin inanıcılarını oluşturuyordu.

Köleci yapılar kendi içinde kendi çevresine doğru güçlü olan köleci yapıdan güçsüze doğru olukla ya da güçlüden güçsüz yapıya doğru bir güç ihracıydı. Bu tarzda ilk sentez, bay erkleri arasında oldu. Bu tarz köleci oligarşi ittifaklar da; patsilik, ensilik türü sentezi oluşla belirdiler. Patsi, ensi türü köleci ittifaklar El Eridu, EL Niş, El Uriki gibi şehir devletleri oligarşisini ortaya koydular.

El Uridi, ya da El Kiş; gibi şehirlerin her biri ayrı ayrı birkaç El’i olmakla sahipli mananın; El’ler sahipliği olan Ur; ya da El’ler sahipliğinde olan Eridu’ydu. El takısı, o yerin bir El sahipliğinde olmasıydı. El’in adamı olmanın yerini El’ler yapılı sentezlerden oluşan inşalar almıştı. Yönetme sırayla geçerlerdi. Mal mülk ile köle insan sayısı; adeta demirbaş sayımlı teslimatlarıyla, El’ler arası teslimatları yapılırdı.

İlk tür monark tarzı bay erkli oluşumlar pek çoktular. Bay erkleri; patsi, ensi gibi ilk sentezleriyle köleci ittifaklarını kurdular Böylece pek çok olan bay erklerinin sayısı kısmen azaldı. Bay erkleri patsi, ensi gibi köleci sentez içinde; yine mesleki seçilileriyle kabile, boy, soy durumu içinde konumlandılar.

Bu kabile ve boylar ön ittifaklı grup düzenli meslek gruplarından tamamen ayrıdırlar. Bir kere totem meslekli gruplar bir mana ilişkisi örgütlenmesi olmakla manaca ata-soy temsilcisiydiler. Çalışma tarzları kolektif emek hareketli grup üretimiydi.

Oysa köleci sentezli inşa içindeki kabile türü boy soy oluşlar; önce ittifak içindeki birkaç grubun totem mesleğini yapabilir oluşla kendi üzerlerine yansıtabilmiş olan on parmağında on marifet kişilerdi.

İkincisi bunlar El mana anlayışlı mülk iktisabı olan vaatçi söylemleri oluşup bunlarla kendilerini ipnotize etmiş kişilerin kolektif olan üzerinde eğri olmayı gözetip; bu eğrilik üzerinde doğrulmayı amaçlayan tekil hünerli kişilerdi.

Üçüncüsü bu tarz özel mal mülk sahipliği seçilim yasası; kendi seçilim yasası gereği evlilikleri ortaya koymuştu. Evlilikler hem soyluluğu yani efendi köle oluşu kendi içinde koruyordu. Hem soylu sınıfın malını, mülkünü kendi elinde; sınıflarının elinde tutmakla; yönetme gücünü de ellerinde tutmalarını sağlıyordu.

Evlilikler El tabirli varlıklı çekirdek yapıyı kölelerden izole etmekle sınıf kalıpları olan sahipliği ve düşüncelerini kendi içinde saklı tutup koruyordu. Evlilikler adeta sınıflar arasında karantina çadırıydı.

Evlilikler sınıflar arasıydı. Mal mülk sahipleri kendi aralarında evleniyorlardı. Kölelerde kendi aralarında evleniyorlardı. Köleler daha çok köleliklerini, yoksulluklarını miras ediyorlardı.

Köleden doğanlar köle oluyordu. Mal mülk sahibi efendilerden doğanlar da mal mülk sahibi soylu sınıf efendileri olmakla doğuyordular.

İlk başlarda bir bay erki içinde bir bay erki vardı. Bu kişi El tarzı sahiplik seçilim yasası gereği diğer bir komşu bay erki olan bay erki ile evleniyordu. Akraba bay erkleri ortaya çıkıyordu. Artık evlilikler akraba olan ana yerli ya da baba yerli bay erkler arsında oluyordu.

Mal sahibi olan Yakup’un çocukları; büyük-küçük çocuk olma kuralı gereği dayı yerli ya da amca yerli olan mal sahibi miraslı evlatlarla evleniyordu. Böylece miras bay erki olan evli aileler içinde tutuldu. Mal mülk sahibi soyluluk korunup izole edildi. Yapı böylesi bir “alan odaklı etkiler seçilimi” ortaya koydu.

İşte kabile-boy kavramı sentez olmuş bay erki oligarşisi bileşimli yapılar içinde bir bay erkine bağlı soylulukla ona tabi köle ve fakir kişilerin tabii olduğu kişi meslekli yapılardı.

Yapı; mal-mülk sahibi bay erkinden. Kendisine malı mülkü kısıtlı verilen yoksullardan. Malı mülkü olmayan kölelerden ve köle ile El tarzı mülk sahipleri arasında tampon olukla, El’in vaaz ve vaatlerini yapan El sözcüsü olup, El’den beslek lümpen (El’in din adamı grupları) vardı. Lümpenler El den sonra, sınıfların ikinci bir kumanda ve kontrol mekanizmalarıydılar.

Kabile boy soy türü yapılar; soylu sınıfla, köle olur, mesleği olur kişilerin kendi katmanları arasında evlilik tarzı seçilimle; köleci sosyal genetik hafızayı, köleci yapı içinde devir alan yalıtıma yapılardı. Daha yakına kadar efendiler dışardan kız alıp iktidarlarını bu güçle korurlarken; efendinin ahalisi dinleri gereği dışarıdan kız alamazlardı. Bu soylu sınıflarla tarz bay erkleri; ensi, patsi gibi yapıların içinde bileşen kabile, boy unsurlarıydılar. Ön ittifaklı tarzla, alakaları yoktu.

Patsi, ensi gibi köy tipi oluşumların birleşmesi de El Eridu gibi şehir devletlerini ortaya koydu. Şehir devletlerinin sentezi de ilk tip; patsi, ensi gibi sosyo toplumsal köleci oluşumların sayısını azalttılar. Böylece yine bir EL sahipliği olan El ERİDU; sahibi olan her bir EL'lerden ötürü; Enki, Emeş, Enten, Gılgamış, İnanna gibi kişi adı da olan büyüyen EL sentezli sahiplikler olmuşlardı.

Yapı, patsiler senteziyle El oluş sahipliği; şehir krallığı olmuştular. Şehir kralı olunan bu sentezci döneme gelene kadar ya da şehir devleti olmanın bu aşamasına gelene dek EL mana anlayışı, iki aşmalı bir sentezle hiyerarşin olan bir yapısal yönetimlerin şekilden şekle geçme haline gelmiştiler.

Önce patsi türü köylü sentezler, ortaya çıktı. Köy tipi sentezler birkaç bay erki yapıların birleşti. Patsi, ensi gibi yapısal hukuksal sahiplik yönetimi ortaya çıktı. Her biri El olmakla, bir tek EL senteziydi. Şehir tipi site yönetimleri de köy tipi oluşumların yine bir başka oligarşi sentezleriydi.

Site dediğimiz şehir devletleri daha çok düşünce yapıtı olan sanatı, sanatçıyı seyirlik oyunları vs. ortaya koyan belli belirsiz ayrışmaya da sahipti. Bu şehirle, köy kültürünü rafine edişti.  Köy ya da kırsal tarzı kesimin çobanlık tarım gibi yerleşik göçer meslekleri bu patsi, ensi tipi yapılar içinde yalıtıldı.

Köy türü tarımcı çoban yapılar bu sitelere bağlı örgütlenmeler içinde oldular. Kuşkusuz ki sitelerde de tarım ve çobanlık varsa da bunlar sanata elişlerine göre gerileyen zanaat olma durumuyla kaldılar. Şu an için bu aşamalar itibarıyla ilk anda bunlar soylu sınıfın elinde oluşan süreçlerdi. Bu da yansıyacaktı.

Böylece köyler tek tip zanaatın öğrenildiği yerler oluşla ortaya çıkarken; şehirler zanaat ve zanaattan fazla sanatı, düşünceyi, felsefeyi, yaşam tarzlarını, seyirlik oyunları, şiiri, edebiyatı, diğer güzel sanatları ifade eden yerler oluşla ortaya çıktı.

Şehirler soyut olan bu meslekleri zanaattan ayırarak yeni bir uygarlık, astronomi gibi gözlem, deneycilik gibi bilim gibi uğraşların inşa alanlı odağı oluşu da içermeye başladı.  Patsiler sentezli bir tek Eridu El'i, o oligarşi içinde artık Eridu sahibi Enki'ydi. El Hiba olan El Lagaş'ın EL'i olan Nanşe'ydi. Nippur’un sahibi olan El, Enlil’dir. Uruk kralı olan El de Gılgamış’tır vs. Asur sahibi Sargon El’di.

( Alanlrın Düzenlenmesi İşi 1 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 7.07.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu