FİLHAKİKA
Bir gün aramızda şöyle bir konuşma geçmişti:
- Beni sev ama başkasını sever gibi sevme!
- Emrin olur.
- Başkasına benzemesin.
- Benzeri olmayacak, tekrarı...
- Farklı ve çok sev!
- Farkı ve çoğu göreceksin.
Seni sevmeye ne kadar iddialıyım, görüyor musun sevgili?
Ne kadar da arzuluyum sana?
Beni güzelleştiren sensin.
Farkındayım.
Ve bu farkı sana yansıtıyorum.
Sana Arapça kökenli bir kelimeyle seslendim bugün.
Filhakika...
Dolanır bazen dilimize, kullanır bazıları bunu.
Gerçekten demektir, hakikaten...
Dağarcığını da zenginleştiriyorum bu şekilde.
Seni sözlüğümdeki bütün kelimelerle sevdiğimi de ispatlıyorum.
Sevgili, başkasına benzemiyorum seni severken.
Gördüğün gibi içimden gelerek seviyorum.
Nevi şahsıma münhasır...
Filhakika sevdim seni...
Nasıl havalı durdu gördün mü?
Kelimelere anlam yüklediğimiz zaman kelimeler daha farklı geliyor insana. İşin içine biraz duygu kattın mı da tadından yenmez oluyor. Seni seviyor olmanın ayrıcalığını yaşıyorum ve bunu kelimelerle her kırıntısına kadar kalbinin hissederek yaşıyorum.Harf harf seviyorum, hece hece, kelime kelime, cümle cümle... Bir kartopu gibi büyüyerek paragraf paragraf seviyorum seni,sayfa sayfa, kitap kitap... Kim bir kadını kitabı sevdiği gibi sever ki? Yazdığı gibi. Okuduğu!
Dünyanın bütün dilleriyle, kelimeleriyle sana konuşsam az gelir. Bu yürek o kadar dolu ki seninle yazacak kelime bulamıyor daha, yetmiyor çünkü. Kıyıda köşede kalmış ve can çekişen kelimeler bu okyanusta sarıldığım can simidi oluyor.
Seni başkası gibi sevemiyorum. Alışılmış kelimelerle... Bildik övgülerle. Aşina olmadığın şekilde sevmek istiyorum seni. Anlamadığın tarzda. Çözemeyeceksin seni nasıl sevdiğimi! Aklında hep bir acaba olacak! Kalbinde hep bir şüphe! Seni bunlarla meşgul edip sevmeye devam edeceğim.
Filhakika özledim seni. Bu özlem bir deniz... Ve biri tutup yakamdan beni o denizin içine koyup çıkartmış gibi. Sırılsıklam özlemişim, ıpıslak... Gözlerimin içi tamamen seninle dolu, hani kime baksam seni görüyorum, neye baksam senin hayalin gelip kuruluyor karşıma. Kimse karışmasın buna, razıyım sana. Sesin kulağım küpe çiçeği gibi geliyor. Ellerin canıma değen ateş parçası oluyor. Hani lalenin ortasında siyahlık var ya işte senin de bana değdiğin her yer öylesine dağ izi oluyor. Yüreğimi görsen dağ dağ... Her tarafı yakmışlar, her tarafı sele vermişler, her tarafı yıkmışlar ama ben kalkmış bu yangında, bu selde ve yıkımda seni sevdiğimi haykırıyorum. Yok böyle bir sevmek, özlemek...
Filhakika seni çok seviyor ve özlüyorum.
Dışım varsın talan edilsin ama içim sen dolu... Ruhum... Canım... Saklımdasın 24 saat, aklımdasın. İşimdesin düşümdesin, fikrimdesin, dilimdesin.
Daha söylenecek çok şey var sana, sarf edilecek çok kelime. Bittiği zaman lügatlerde kelimeler, sana o zaman kelimeler türeteceğim yoktan. Ve seni sevmenin sözlüğünü oluşturacağım. Düşünsene sen sözlüğü; lügatı aşk, kamusu kalp...
Filhakika sana aşığım.