Üretim hareketi, ister grup içinde (sektör içinde olsun); isterse gruplar arasında olsun; üretim hareketi bağıntılı bir bütünlüktü. Kişilerin de üretim hareketi denen sürece kişiler düzeyinde olukla katılımları da, bu bağıntının içindeydi. Bağıntı, parça durumlar girişmesiydi. 30 kişilik grup kendi içinde otuz kişilik iş bölüşümü olan girişmeydi. Bin sektörlü alan içinde de üretim hareketi de; kendi dışındaki sektörlerle bin sektörle parçalı bir bağıntıydı. Bir üretim hareketi, kendi iç yanı ile ve kendi dış yanıyla hem çelişirdi hem girişirdi.
Üretim hareketi kendi içindeki ve kendi dışındaki bu parça bağıntı nedeniyle; üretim hareketi girişmesi son çözümlemede parça kadar bir payla, içte ve dışta size haktı (kişilere haktı).
Üretim hareketi, kendi içinde parçalıydı. Üretimin parçalı oluşu kadar sayı da; kişi sayısı olup bu parçaya denkti. Üretim hareketi parçalı olduğu için tek kişi tarafından başlatılamazdı. Üretim hareketi parçalı olduğu işin kolektif başlamak zorundaydı. Üretimin parçalı oluşu kadar kişiyle oluşan üretim; her bir kişi üzerinde de yeniden ve öznel olukla; iki parçalıydı. Bu her bir iki parça da kişinin kendi emek üretimi üzerinde beliriyordu.
Kişi sayısıyla, kişi başı kadar olan bir üretim işi; kişilerin kendi tüketimi; kişinin kendi doymasıydı. Otuz parça bir iş en az otuz kişinin (grubun) doymasıydı. Bu parça başı bağıntının, birinci alt parçalı yanıydı. En az üretim içindeki kişi sayısı kadar parça (grup kadar parça); üreten grubun dışındaki karşıt grupların veya sektörlerin doyma ya da kullanımları içinde üretim olmaktaydı. Bu parçalı olan üretimin ikinci bir bağıntı yan taşımasıydı.
Bir üretim önce kendi içinde parçalı ve kendi içinde en az üreteni kadar olmakla daima üreten kişiden daha çok sayıda kişiyle tüketim olmaktadır. İlk üretim bu ilk parça, kolektif hareket üzerinde başladı. Epey sürdü. Daha sonra dıştaki gruplar içinde üretim oldu.
Otuz kişilik grup içinde otuz parça olan bir iş; her bir kişinin öznel amaçlı tavrı ile ikişer parça daha oluyorlardı. Birinci parça kişinin (grubun) kendi doyması ve kendi (grubun) tüketimiydi. İkinci tür parça amaçlı iş olması da karşıt gruplara göre üretim tüketim olmalarıydı.
Bir iş grup sayısından fazla parça sayıda olabilir. Ama yine de bu otuz kişi ile görülen türden bir işti. Her parça iş 2 parça öznel amaç taşır olmasıyla 30 parça; 30x2=60 tane alt parçalı amaçtan oluşuyordu. Toplamda otuz kişilik, otuz parça bir totem mesleği işi; altmış tane de amaçlı alt parça daha olmakla; toplamda 90 parça olur.
Kabaca ve teorik olukla bir iş kendi üretimi kadar parçalı oluşu; artı grup sayısı kadar tüketime, parçalı olur. Ve grubun dışındaki gruplar kadarla, her bir grupların nüfusu kadarla parçalı bir üretim olur.
Bir işin kendi içindeki parça hareketiyle o üretim alanı içinde üretim entegrasyonunu ortaya koyarsınız. Bu entegrasyon içinde grubun ve kişinin kendi kullanım ve tüketimlerine karşılık olan bir emek zaman vardır.
Yine bir üretim hareketi içindeki parça hareketin ikinci bir bağıntı ve çelişki yanı vardır. Grup (kolektif) kendi üretim alanı içinde olmakla; kendi üretim alanı dışında olan diğer bağ sektörler için de üretir. O sektörlere de kendi tüketimleri için karşılığına, kundura ürettirirler. Yani grup içi özel üretim entegrasyon, sektörler arası kullanım değeri ürettirmenin bir emek zaman çalışmasını da içerir.
İçteki üretim faaliyeti, karşı gruplar arası üretim faaliyetiyle birlikte üretim hareketine dönüşür. Üretim hareketi, içte ve dışta; grup ve kişiler emek hareketi olmakla; emek hareketi, bağ, bahçe, tarla, alet edevat (makine), takas bilgi gibi birçok parça süreçleriyle de girişme bağıntıları oluşmakla, zorunlu ve kolektiftir. İnsanın emek gücü kişinin kendi içinde kişiseldir. Kendi dışında kolektiftir. Kolektif üzerindeki payı ile yine özeldir.
Bu nedenle kişisel olan emek gücü; işin kişi dışında parça bağıntılı işler olması nedenle ve zorunlu olukla kolektif, başlar. İlk sağlama hareketi içinde ve ilk üretim hareketi içindeki bu parça bağıntı nedeniyle; kişi emek gücü de zorunlu olukla kolektif lige bir atıftır.
İnsanın kendi doyması olan “emek grup zamanı” grup yardımlaşmalı grup iş bölüşmeli hareket olukla; parça bağıntılı sağlamaların üretim hareketi bütünleşmesi de, kolektif atıfla bir hakka dönüşür.
Kişilerin grup içinde ve kişilerin “sektör gruplar” arasındaki ürettiren emek dolaşımla, emek güçleri; içte ve dışta mütekabiliyet esasına göre denkleşmeyle oluşur. Üretim hareketi, mütekabiliyete dayanan bu kristal edici kişi emek gücü nedenledir. Kişinin emek gücü, grubu içinde ve karşı sektörlere yaptırdığı üretimlere denk düşer. Kişi emek gücü” gruplar arası emek olmakla ikinci kes bir “kolektif hak” oluştur.
Üretim hareketi; hemcinsimizin avcılık toplayıcılık yapmakla, doğa da bulduğu ile yetindiği ve kimsenin sahiplikleri olmayan birçok parçalı süreçler üzerinde başlamıştı. El’ce mantık, başlangıcın üretim hareketi içinde olmayan kişi sahipliğini; üretimi yapılanın şeyin paylaşımı içine sahiplik hakkı (huzur hakkı) diye yapay bir şekilde dikte etti.
Sürelerle görülen işlerin deneyimleri elde edildi. Bu süreçler içindeki gözlemlerle; zorunluluğu bozmadan parça işlere türlü öznel anlamlar yüklendi. O hareket içinde, o hareketin başlangıç koşullarına ters olan amaçlı düzenlemeler yaptılar. Böylece sürece amaçlı yön verilebildi. Önce El, sonra da kapitalistler süreci bu türden enfeksiyon edip kendi sahipliğini üretim hareketinin başına aldılar. Böylece efendiler başa alıp üretimin amacı kıldığı mal sahipliği üzerinde, tek takdirce oldular.
Böylece üretim gücü kişi ya da sınıflar üzerinde, kişisi özel mülk sahip ligi olmakla kişi sahipliği; üretim hareketi üzerindeki üreten gücün kontrolüydü. El’in ya da efendilerin sahibi olduğu güç; “bağıntılar üzerinde üretim yapan emeğinden başka bir şeyi olmayan kişilerin bu bağıntılarının elinde alınmasıyla yokluk kişileri çaresiz bırakmıştı.
El takdirli sistem, üretim hareketi içinde tek kontrol edendi. Bu süreç içindeki zorunlulukların üzerini örttü. Bu enfeksiyon öznel kontroldeki sahipliğin pozitifliğini, artırıldı. Emeğin pozitifliğini negatifliğe kaydırdı. Kişinin üreten emek gücü sahipliğini değersizleştirirseniz emek; mal-mülk sahipliği olanlara boyun eğer. Emek gücü El’e ve efendilere ram olur. Hem de bir daha kolay kolay uyanmamak üzere damardan afyonlu ilaçlarla El’e boyun eğer.
Kolektif güç, kolektif irade, kolektif bilinç ve kolektif sahiplik; kimi kişi sahiplikleri olmakla yüksek basınçtı. Bu sahiplikler maldan mülkten yoksun kalanlar üzerinde; boyun eğdirici, tevekkül ettirici bir baskı ve basınçtı. Yine sahipliği olmayan kişilerin durumu da; yüksek basınca açık olan, alçak basınçlı bir durumdu.
Öyle ki bu tür yüksek ve alçak basınçlı potansiyelli durumun ortaya çıkması için sistemin sahipleri; kişileri de kendi emek gücünün sahibi olmaktan çıkardılar. Emek gücü sahipliği negatifleşti. Mal sahipliği sistemin pozitifliği, oluşla; pozitiflik efendilerin yararına referans edildi. İşte mal sahipleri; emek gücünü değersizleştirmekle mal sahipli iktisap gaspını üretim hareketinin tek belirleyicisi kıldılar.
Üretim gücü sahipleri; hem emek güçlerinin, hem üretim güçlerinin sahibi olmayanlara; yani kolektif ligi yitirtilen kişilere efendiler işsizliği göstermekle; sahipliği olmayanları köleliğe razı ettiler.