calista
bir
tuval yüzdürüyorum
denizlerimin
en üryan sularında gözlerim kapalı
önce
gözlerime
sonra
da ruhuma demir atıyorsun Calista
utangaçta
olsa,
yelkenlerime
cılız renkler veriyor içimdeki isterik yanım
ılık
bir rüzgarla savruluyor odamdaki tül perdeler
önce
kendimi
çiziyorum tırnak aralarımda
kanıyor
tenimdeki aceleci kimliğim
telaşım
bile kırmızı gülüyor Calista
sonra
ar
perdelerim yırtılıyor
süzülen
kanatlarıyla işgalci parmaklarım konuyor
kıvrımlarına
sanki
kalbim parmaklarımda atıyor Calista
dudaklarının
akıntılarında yüzüyor dudaklarımdaki ayinler
ki ben
yüzme bilmem
işte
tam da bu yüzdendir
terini
içime çekip çekip te kıvrımlarında boğulmam
benim
arsızlığım,
sabırsızlığım
sanadır Calista
bilir misin
ben
her gece
göğsümü
göğsüne siper edip
üzerimize
kilit üstüne kilit vurup
tek
beden uyanıyorum sabaha
düşlerimin
işgalci kısrağı Calista
çöz
artık gecenin düğmelerini
düş
artık düşlerimin yakasından
gel
sapla
hançerini gecenin siyah tenine
haykır,
haykır
ki çıldırsın gökyüzü
kanasın
bulutlar
kızıl
sağanaklarla yıkansın kuruyan tenlerimiz
ve ilk
defa gün bize doğmadan
biz
güne doğalım en kızılından
unutma
ki
zaman
sevişmelerim
kadar arsız Calista…
ilhanaşıcıkasımikibinonbeş