Gecenin izini taşıyorum
İzindeyim kimsesizliğin.
Boş zamanlarımı çalıyorum aslında
Kendime katlanıyorum belli belirsiz.
Bir tümceyi dayatıyorum aşk diye,
Aşka şerh düşüyorum,
Yok, diye.
Yoklarımı biriktiriyorum işin aslı:
Varsa yoksa
Varla yok arası kumbaramdaki hazine.
Deli fişek benlikte,
Kayıtsızlığın da kaydını tutuyorum
Hem de gece gece.
Asılı kaldığım kadarım,
İçime gömdüklerimle
Leşine ihanet eden bir katil
tadındayım.
Ölümüne kundaklıyorsam
Ölümü de haybeden kurguluyorsam,
Derlediklerimi banıyorsam kedere
Kenetlendiklerimden de fazlayım.
İşim gücüm kendimle:
Kimlerdensiniz?
Ve yüzümde kocaman bir gülümseme:
Kendimdenim…
Yok mu anan atan?
Evveliyatımı anlatsam
Çok mu yarayacak işinize?
Demenin bedeli o kesif sessizlik,
Başımın uğultusunda
Şarapnel parçaları adeta
Vızıldayan iç sesime delalet
Şiir yüklendiğim reklam arası.
Taşıdığımdan değil şikâyetim
Taşınmayı erteleyemediğim
Duygu silsilesi:
Hazan yanımda soluk siluetim
Öten bülbüle eşlik eden
Bir garip çiçeğim.
Yergimde, yargımda hatta dengimde;
Solumda, sağımda
Ötemde beride
Kıydıklarımla kıyama durduğum;
Kıyamadıklarıma kırıntılar attığım
Yine iç sesimden sızan
Kıdemli yalanlarım,
Demesini bile beceremediğim
En gerçekçi varsayım.
Tensiye ettim işte dünümü,
Tahliye ettim gitti günümü
Yarına Allah kerim,
Demekten yol yorgunu düşlerime
Hoş geldin, demekten öte
Doğurganlığında mevsimin
Hilkat garibesi bir şairin
Tok sesiyim:
Yine aynamda siyah sağanak;
Kalbimde aksa şu deli ırmak
Kim görecek?
Gölgemde ikircikli isyanlar
Yine zar tutan kaderin
Haznesinde hep ketum bir tahayyül
Gülüp geçmeyi temenni etsem bile.