Bir daha bulsaydım seni
Bil ki saklardım gözlerini gözlerimden
Adını söylemezdim kendime bile
Senle geçen anlarını dondururdum zamanın
Hapsederdim içimdeki en kuytu bir köşeye
Saçlarından yıldızlar yapardım, gözlerinden güneş
Yüzünü ay gibi kondururdum ikisinin arasına
Dünyanın en güzel mesnevisini yazardım sevdaya dair
Leyla'lar, Şirinler halayığın olurdu
Mecnun'lar, Keremler uşakların
Tüm besteleri çatlatan nameler dökülürdü sazımdan
Yanardı notaların bağrı hüzünden
Makamlar sıraya girerdi sana beğenilmek için
Aşkın bitmeyen şarkısına inat
En söylenmedik kelimelerle terennüm ederdim sevdamı
Bir daha bulsaydım seni
Bil ki sükûta kurban ederdim dilimi
Susardım Meryem gibi
Zekeriya gibi
Gizlerdim içimdeki sırları
İfşa etmezdim sana bile
Sen bile bilmezdin yandığımı
Hissetmezdin peşinden gizli gizli ağladığımı
Çöle verirdim kalbimin vahalarını
En tenha tebessümünü asardım güneş yerine göğüme
Kızgın kumlara çizerdim siluetini
Sarhoş olsun diye duygularım serabınla
Bir daha bulsaydım seni
Bil ki gelişini beklerdim her yağmur sabahında
Sererdim cismimi yolarına
İncinmesin diye taşlardan ayakların
Adımı yazardım pabuçlarının altına
Kaybetmesinler diye yollarını
Bir kelebek gibi konardı ruhum asla dokunamadığım ellerine
Ve ellerinde hitama ererdi ömrüm
Ellerinden her düştüğüm de yeniden dirilirdim yüreğinde
Hasretin üflerdi ateşini can diye içime
Ve yine konardım ellerine
Haykırırdım sana sükûtun lisanıyla
Ellerinde ölmek en mesut an diye
Ve bir daha bulsaydım seni
Bil ki kaybetmezdim böyle bir korkumun pençesinde
Korkuturdum korkularımı
Kazanmazdım kahreden nefretini
Kurban ederdim tüm şiirlerimi uğruna
İpek saçlarını tarasın diye
Rüzgâra verirdim en içli namelerimi
Nefesin nefesim olurdu
Gölgen yürürdü önümde
Sen durunca ben ölürdüm
Ayaklarının dibinde
Ama kaybetmezdim bir daha sevgini
Düşmezdi gözlerinden gözlerim
Sahi neydi
Kıyıp da bakamadığım gözlerinin rengi?