Evrenimizdeki eksikliği içindeki saf enerji Big Bang sonrası adeta kabına sığmaz denli devinmenin akıl almaz değerleriyle düşen bir trilyon derecedeki sıcaklığın oluşu içindeydi. Evren dalga parçacık içinde oluşun erimiş haliyle adeta kozmik bir çorbaydı. Çorba zamanla hem temadan olan bütünlüğü taşıyıp yansıdı. Bu imgeydi. Akışlı sürecin dalga tavrıydı. İmge olan, iz olan, akıl olan bu enerji temayla parçası üzerine yansıma olandı. Yani dalganın imge olan belirimiydi.

Enerjinin dalga biçimli imgesine göre olan (öze göre olur) davranış gerçekleşmesinin kesikli biçimle beliren görünüş tavrı da parçacıktı. Öz biçimleydi. Biçimsiz öz yoktu. Temadan olanla öz biçimle belirirken yani öz biçimi belirlerken; biçim de özü bağıntılı sınırlıyordu. Biçim enerjinin en uçucu tiril oluşundan; tiril oluşu en yavaşlamış enerji şekline doğru yoğun olan durumuyla masif oluştu.

İşte biz enerjinin bir uçtan diğer uca doğru olan titreşme hareketine madde ve mana olarak ikili tavırla bakıyorduk. Çok yavaşlamış tiril oluşa madde. Yüksek tiril oluşa da anlam diyorduk. Madde olan da mana olan da enerjiydi. Bu niceli tiril durumuyla madde mana olan yavaşlamanın, her bir hızlanmanın element er durumsalla belirmelerine dönüşüyordu.

Örneğin bizim sınırlı oluşumuza göre duyma sınırımız, saniyede 20 kez titreşimi olan enerji kuantumu ile saniyede 20 bin kez titreşim olan ses enerjisi kuantum durum aralığı bizim için somuttur. Bu sınır aralık masiftir, duyulabilirdir. Yine bizim için görme sınırımız: mili metrenin milyonda biri olan nano metrik ölçüyle; saniyedeki titreşim dalga boyu 380 nanometre ile saniyedeki ışık enerjisi titreşiminin dalga boyu 760 nano metre olan elektriksel titreşimli manyetik enerjidir. Bu iki manyetik enerjili dalga boyu sınırının içi bizim için somut, anlaşılır, görülür olmakla nesneldir. Ama bu değerlerin akıl almaz değerlerindeki dalga boyları olan manyetik titreşimler bizim için sadece bir anlamdırlar. Soyutturlar.

Görece imli öze göre imge olan tema özne-mana belirimle bir “kuantum durumdu“. Kuantum durumların yani üst üste dalga-parçacık durumların biçimleri de özlerine göre nesne durumlu kuantumdu. Kısaca kuantumlarda dalga parçacıkla, parçacık da dalgasıyla beliriyordu. Biçimler özle vardı. Öz de biçimle vardı. Öz biçimdeydi. Biçim de özdeydi. Zamanla yalıtımlı olan dalga-parçacık akışlı olu, atom düzenli sentez girişmeler de yeni durumlarla dalga ve parçacığın organizesi oluyordu.

Organize hem parçalı-dalgalı, hem yalıtımlı sentezler organizesiydi. Yalıtan da yalıtılan da aynıydı aynı şeydi. Enerjiydi. Tıpkı eylemli olanla eylemine karşı olan eylemini durduran öz ve biçim gibi. Öz eylemsiz biçimsiz olamıyordu. Eylem biçim de kendisine hareketi verecek depo enerjisiz (mana enerjisiz) olamıyordu. Şeyler başka başka beliren öz ve tavrın içindeki biçimlenişti. Birbirinin yerini alıyordu. Biçim özün öz de biçimin yerini alıyordu. Özle biçim birlikte belirip birlikte var olan kuantum (üst üste) durumlardı.

Bir kuantum durum değişmekle diğer kuantum durumdu. Bir kuantum durum parça durum olmakla sınırlı sonlu sürekli durumla belirmeydi. Dalga temadan ötürü süreklilikken, parçacık sürekliliğe (öze) sınırlı sonlu kesikli biçim ve eylem olandı.

Her bir kuantumunun kesikli sürekli belirmesi de kuantumları birbirine giriştiren biyolojik bireylerdi. Kesikli sınırlı biçimle birbirine göre davrandırıp birbirine göre olanla fiziksel ve kimyasal değişmelerdi. Her fiziksel biçim ve değişmenin özü bir kimyasal değişme ve biçimlenişti. Her kimyasal özün değişme ve dönüşmesi fiziksel bir durum alandı. Değişme dönüşme her ikili kuantum düzlemde birlikte varlar birlikte gerçekleşirler. Biri olmadan diğeri olamaz.

Parça evrendeki genel bitişikliği ayırıyor genelle temada olana göre tılsımla tematik biçimlerdeki değişimlere dönüşüyordu. Parça dalgacık ikilemi birbirine göre olan kuantum segment ve sekans hareketi olan tılsım ve anlamdı. İçte (özde) ve dışta (biçimde) birbirine göre aynı anlam ve bağıntıyla, neden sonuç davranışına dönüşüyordu.

Atomda birçok kuantum durumlardaki parçacık öz ya da anlam veya özne durumun gel git yaptıran parçacık hareketli çekme itmesi ile çekirdek biçimlenmeleri içinde atomik özü oluşurken; atomik özün sürekli olan öz yansıması kendi üzerine ve kendi dışı kuantum durumlar olan dışındaki bir başka kuantum öz-biçim olan elektronla yeni bir biçim öz (çekirdek-elektron) girişmeli değime dönüşmelere neden sonuçla atom dediğimiz biçim ve özü ortaya koyuyordu.

Her değişme dönüşme belli bir biçim-öz ile denge ve dengesizlikte beliren ikilemler bağıntı yansıması olmakla seçme ayıklama segmentler sekans hareketiydi. Yani seçme ayıklama başla ve durdurdu. Özle başlayan, biçimle durup denge dengesizlik kararlarını oluşuyordu.

Bu kez öz bu biçime göre oluşla (aynı anda da bir önceki özle fren oluşla) yen bir eylem yeni bir akışa süreklilik (kesikli-sürekli) oluyordu.  Sentez kuantum durumlarla birleşme ayrılmadır. Yani sentez birleşme ayrılmayla yine bir çekme-itme gel-git hareketidir.

Sentez birleşme ayrılmayla (çekme-itmeyle) kimyasal (öz sel) ya da fiziksel (biçimsel) bir değişme dönüşmedir. Bu değişme dönüşmenin vücuda gelen öznel olanına anlam, mana olmakla sentez olanı analiz etme (öğelerine ayırma-çözümleme) oluyordu. Öğelerine ayrılmakla çözümlenmiş olanı da birleştirme yapmanın özne anlaması oluyordu. Yani kendini bil. Kendisini bilme oluyordu.

Ölçü bir sentezin yalıtımını belirleyen denge ve dengesizlikte segmentler sekans hareketine dönmekle seçme ayıklama kuralına dönüşüyordu. Hareket te bir oluşuma göre binlerce hareket türüydü. Öze göre olan hareket, parçacığa göre olan hareketle hem farklı hem sınırlı sonlu olmaktı.

Hem de öze göre olan hareketle bunlara bağlı, bunlarla girişicilere bağlı vs. seçme ayıklamayla anlar onlarca hareket çeşidi olan bağıntı girişmelerini ortaya koymaktı. Tılsım oluşla büyü, sihir buradaydı. Bunları yani bu büyülü oluşu (değişme dönüşmedeki aksedişi) görmedikçe süreci anlamak hayli zor olacaktır.

Bir kuantum durum diğerine göre, çekme itme seme ayıklaması olmakla yalıtım içinin (öğenin- atomun-vücudun-sosyo toplumun vs.) her biri bir denge ve dengesizlikler kuralı olmakla bitişik alanlar matematik ve dinamiğini ortaya koyan yeni bir seçme ayıklama gel git. Vs. kuralıdır

Yalıtımlar organizesi enerji düzenli çevrimleri yapmak için enerjilerini hep dışarıda sağlamaya doğru yönelimledirler. Dışa yönelimle bir yalıtım içindeki bu enerji; türlü enerji düzenli değişme dönüşmeye hazır olucunu yeni durumlardı. Yeni durumlar içindeki de her yeni durum, yine bir enerji sağlama kapasitesi içinde olan şeyler ile birbirine hareket ve bağ enerjisi ile ısı gibi ışık gibi yansımanı davranır.

Yine organize sistemler karbondioksit gibi molekül parçalanması yapılanla veya oksitlenmesi yapılan sülfür, nitrat, nitrit türü moleküler sentezli besinlerle; hidrojen, demir gibi atomik sentezli indirgenen yükseltgenen süreç düzenleri içinde olan serbestleşen enerjilere doğru çekilim ile YÖNELİMLİDİRLER.

 İşte bu akışla enerjiyi dönüşme enerjiyi düzenleme ve transfer etme gibi akışlar olmakla eksiğine tamamlanmanın kendisini tekrarlayan, kendisini çağıran dengesizlikler çevrimi içinde olması kesikli sürekli oluşun imleyeniydi. Tamamlanmaya yönelim süreci; duyarlığın, etki ve tepkinin kaynağıdırlar. Tekilliğin patlaması evrenlere enerji ve depo enerjidir. Yani ilk hareketi başlatıcı oluştur. Seçilimdirler. Örgütlenmedirler. Örgütlenme en az iki elemente re gereksinme duyar.

Atom düzeyini baz alırsak çekirdekte proton ve nötronlar hem tek tek kendi içlerinde kendi gibilerle; hem kendi aralarında proton nötron bileşimli moleküler sentezle organizesidirler. Bir kural durumla bir aradayken bu durum kural, çekimin merkezidir. Birbirine zıt durumlar, tekillikten gelen eksiklikle vardır. Eş deyişle tekil durumun patlamakla git yapan parçalanmasından kaynaklı evrensel parçalar ve tekil oluştaki tema bilgisi olan dalgayla görüntü imgenin evrenlere akış yapman parçalanması tekilliğin evrenlere dağılan parçalar her bir evrenlerle sürecin delta durumunu oluşan parçalanmalarıydı.

Bu parçalanma tekilliğe göre açılacak olan evrenlere doğru git yapmıştı. Git sonrası eylemi, tekilliğine doğru gel yapar. Ama gel dönütü evrensel engeli aşamaz. “Gel hareketi evren içinde tutulup, adeta tuzaklanır. Gel içinde olan saf enerji her bir evrenle her bir evren engeli ile gerisin geriye seker (yansır). Böylece gel hareketi geriye sekmekle o evrenin gel-git ile kendisini çağırmasına; kendisini tekrarlamasına dönüşür. 

( Sistem 10 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 6.09.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu