Bir gün ellerinde silahlarıyla geldiler. Ben ilkin bir çocukluk oyunu sanmıştım. Beni annemi, babamı, yaşlı dedemi,,nenemi hatta hepsi bir tarafa ahırlarımızda, ağıllarımızda canlı namına ne varsa dışarı çıkardılar. Ben bunu da bir çocukluk oyunu filan sanmıştım.

Bize en güzel askercilik oyunlarını oynayacak, ardından çekip gideceklerdi. Çok geçmeden bu gelenlerin aslında umduğundan da sert, haşin çıktıklarını gözlemledim. Aralarında kılık kıyafetinden,duruşundan belli ki büyükleri olacak kişi, benim de anlamadığım bir dille bağırıp,çağırmaya, elleriyle bir yerleri işaret etmeye başladı.. Aslında gelenlerin hiç de hayra alamet işler yapmayacaklarını, bu adamın hareketlerinden, öfkesinden sezinlemiştim. Çok geçmeden ben dahil gözlerine ilişen, ayakta tutunabilen hemen herkesin yüzünü duvara döndürdüler.

Bu sahne nedendir beni daha da heyecanlandırdı. Körebe zannetmiştim bu yeni oyunu. Ne bileyim işte ona, yirmiye bilemedin elliye kadar sayacak; önümdeki, arkamdaki deyip gözlerimi açacak, daha sonra çevreyi kolaçan ederek, dokunduklarımı büyük bir heyecanla sobeleyecektim. Ama bağırmaya, çağırmaya devam eden adam ve durmadan yüzü duvara dönük saymaya devam eden ben ve bizler.

Hiç beklemediğim bir anda, yüzüm duvara dönükken sırtıma bir şeylerin battığını duyumsadım. Belli ki oyunun kurallarını birileri değiştirmişti. Oracıkta olduğum yerde yığılıvermiş, hala saymaya devam ediyordum rakamlarım çoktan elliyi geçtiği halde.

İlginçtir o anda da küçük köpeğimi düşünüyordum. O acaba bu sahneleri görmüş müydü veyahut da bu sahneleri görmüşse bu sahneler için ne düşünüyordu. Belli sahiden oyunun kurallarını, muzurluk yaparak birileri değiştirmişti. Yüzüm bu sefer yine toprağa dönük saymaya devam ediyordum.

Gelenler, bağırış çağırışlarına sahiden sadık kalmışlardı. Zamanla rakamlarım daha da büyüdü. Bizimle yüzü toprağa dönük sayanların sayısı giderek arttı.

Giderek sayımız olanca hızıyla artmaya devam etti. Biz her geçen gün yüzümüz toprağa dönük, bu yeni gelenlerle saymaya devam ettik ve aradan yıllar geçmesine karşın saymaya devam ediyoruz.

( Ben Nasıl Öldürüleceğimi Bilemedim başlıklı yazı atilla-can tarafından 10.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu