Efkâr dolu bir hüzün vardı
Şairin şiir yazarken yüzünde
Binlerce yıldız kayıyordu gözünde
Yazarken kâğıda şiirlerini kâğıt
sırlarını saklıyordu
Gülüşünü gülüşündeki sessizliği
Gönlünde kanayan yarasını
Şiir kokuyordu odası kalemi kâğıdı
Yazıyordu binlerce ağıtı
Yazmayla bitmiyordu
İşte bu nedenle
Efkâr dolu bir hüzün vardı yüzünde
kaleminde
Zaten şairden başkası taşıyamaz
Yazarken ağlayamazdı
Hangimiz düşmedik beyaz iken kara
sevdaya
Sabahlara kadar çılgınca hangimiz
Karda kışta yolunu beklemedik
Gelmeyince üzülmedik
Bir köşe başınca sessizce gece
gündüz
Bir kuzu gibi sessizce uysal
beklemedik
Gelmeyince üzülmedik
Hangimiz yanmadık
Hangi anne evde bir lokma yiyeceği
yok diye
Ağlarken kahrolmadı ki
Evladı anne acıktım derken parçalanmadı
ki
Bir vefasız olan kocası terk
ederken
Beş parasız yaralar içinde terk
edip gitmedi ki
İşte şair bunları yazarken yüzünde
tarifi imkânsız hüzün vardı
Her sokak her ev her bakılan gözler
geçmişten bir anı saklar
O bekler derdine var mı koşacak
canlar
Şair koşar kalemiyle gönlüyle yazar
Şairin cebinde kalmıştır üç beş
kuruş derman olmaz ona
Şair mutluluğu yazarken hüzünlüdür
yazamaz mutluluğu
Herkesin sevgisi der şair acısı
kadar
Bu nedenle yazar etrafına bakar
İnsanı sevmek bizim ruhumuzda
gönlümüzde var
Şair usulca çalar evde ekmeği
olmayan kadının kapısını
İki ekmek bırakır gözyaşı dolu
gönül sevgisi dolu
Varır sevdiğini bekleyenin yanına
Üzerindeki hırkasını çıkarır verir
beklerken üşümesin diye
Terk edilen kadının kapısını çalar
Bir avuç umut dolu bir öğün nevale
bırakır
Çekilir evine şair
Yazar ne varsa insana dair
Kim duyar hisseder bilinmez duyan
vardır
Gözlerinde yaşlar aksa da yazandır
ne fark eder ki
Hangimiz düşmedik
Hangimiz sevmedik
Terk edilmedik
Gülümsemedik
Gülümsemedik ama gülümsettik
Terk edildik lakin terk etmedik
Süründük lakin süründürtmedik
Yazdık vardık kucakladık sardık
Bizi saranlar olmazsa da sardık
Beklerken karın altında kaldık
Ama vardık yanında durduk
Yanımızda duran Mevla varken
Biz nasıl düşenin yanında olmazdık
Bekleyenle nasıl beklemezdik
Saranı olmayanı nasıl Mevla
sararken
Biz nasıl sarmazdık
Hayat böyle bir şeydir
Sana göre olmazsa da
Başkalarına göre belki bir
gülümsemedir
İmtihan böyledir
Mevla böyle isteyendir
Var diyendir
Varılır
Sar der
Sarılır…
Mehmet Aluç-Gülveren