1)- Kilisenin bozulması.
Hayatta en kıl olduğum insanlar din reformcuları.Kişi ya Müslümandır,yada değildir. Müslümansan İslam dininin emirlerine itaat edersin.İslam teslim olmak,kabul etmek demektir.Müslüman olmayana söyleyecek bir sözümüz yok elbette ki.
İslam dininde reform yapmak isteyenlere niye kıl oluyorum?
Kardeşim insanın yaptığı,uyguladığı şeylerde yenileme,reform,güncelleme yapabilirsin.Bu hayatın bir gerçeğidir.Kanunlar eskir,teknoloji eskir,devlet yönetiminin felsefesi eskir, yenilenir, güncellenir ve ya değiştirilir.Anayasa kaç kere değiştirildi saysını hatırlayanınız var mı?
İslam dininde reform heveslilerinin sanıyorum kafalarında Hıristiyan dünyasında ki reform hareketleri var.
Hıristiyanlıkta reform yapabilirsiniz,nitekim yapılmıştır da.Halen yapılıyor olabilir.Çünkü Hıristiyanlık artık semavi bir din değildir.Hz.İsa'dan sonra Hristiyanlık ,semavi olma özelliğini kaybetti.325 yılında yapılan ve Hristiyanlığı putperest bir dine dönüştüren Konsil'de 400 İncil'in sayısı 4'e indirildi mi?İndirildi.Semavi kitabı değiştirilen bugün kü Hıristiyanlık insanların uydurdukları bir din olduğu için,insani olan diğer her şey gibi güncelleyebilirsiniz.
İslam dini için böyle bir şey düşünemezsiniz,yapamazsınız,çünkü bizler son dine mensub Müslümanlarız.Kitabımız son Kitap olduğu gibi,Peygamberimiz(asv) de son peygamberdir. Allah-ü Teala dinin temeli olan Kitabını koruyacağını beyan etmiştir.Allah-ü Teala bizim için İslam'ı din olarak seçmiş ve dinini kemale erdirmiştir.Neyin reformunu yapacaksınız be gafiller?
Kimse kusura bakmasın İslam'da reform fikri Müslüman'ın Mümin'in fikri olamaz.Olsa olsa Hıristiyan zihniyetlilerin veya kafirlerin fikri olabilir ancak.
İslam dinini İlahi değil insani bir din gibi gören bir balık beyinli ancak dini sorgulamaya kalkar.Günümüzde ünvan manyağı olmuş bazı prof.lar-üstelik İlahiyat'ta çalışan bazıları-nın sanıyorum beyinlerinde ki küçülmeye bağlı olarak Peygamberimiz(asv)i,Kitabımızı sorgulamaya kalkmalarını başka türlü açıklayamıyorum şahsen.
Kur'anı Kerim'de Hz.İsa(as) nın doğduğunda konuştuğu belirtilmişken(Malumunuz Mucize Peygamberlere mahsus bir özelliktir.Mantık olarak ta olmaması gereken bir şeyin olmasıdır) bir ilahiyat profesörünün bunu kabul etmemesinin,beyninin küçüklüğünden başka ne gibi bir açıklaması olabilir ki?
Biz niyetinizi,misyonunuzu anlıyoruz.Erkek gibi çıkın açıklayın.Deyin ki:Biz zannettiğiniz gibi Müslüman falan değiliz,İslam dinine zara vermek için yapılan bir projenin iş ortağıyız. Hz.İsa'ya önce düşmanlık eden ardından sahte incil yazanlardan farkımız yok.
Ne yaparsanız yapın ALLAH-Ü TEALA'NIN KORUMASI ALTINDAKİ İslam'a ve Müslümanlara zarar veremezsiniz.Zara verebileceğiniz tek gurup pamuk ipliği Müslümanlarıdır.ÇÜRÜK ELMALAR AYIKLANIR.Yani sizler istemeseniz de Allah'ın dinine hizmet etmiş olursunuz.Allah(cc)ın her şeye gücü yeter.
Bir üstteki bölümde açıklandığı üzere Reform hareketi 16. yüzyılda Avrupa'da Katolik ve Ortodoks kilisesine karşı başlamış nihayetinde Protestanlık mezhebi doğmuştur.Hıristiyanlık dini Hz.İsa(as)dan sonra zaten ruhbanları eliyle zaten bozulmuştu.Aklına gelenin İncil yazdığı bir din haline dönüştürülmüştü.325 yılındaki İznik konsülünde 400 olan İncil sayısı 4'e düşürülmüş yeni kurallarla Hıristiyanlık pagan inançları katılarak Putperest bir dine dönüştürülmüştü.Kutsal Kitabı,akidesi ve ibadetleri değiştirilmiş Hıristiyanlık dininde reform yapılması kaçınılmazdı.Semavilik vasfını kaybetmiş bir din durumunda olan Hıristiyanlığın insanlara hitap etmesi için reform kaçınılmazdı.
Avrupa'da ki reform hareketinden İslam dünyası etkilenmedi.İlerleyen zamanda Osmanlı devletinin zayıflamasıyla bazı aklı evveller İslam toplumunun gerilemesine sebep olarak İslam dinini görmeye ve bunu dillendirmeye başladılar.Gerileme ve çöküş döneminde her alanda başlayan Batı hayranlığı en sonunda-beli de en başında-inananları vurdu.İyi bir araştırmayla görülecektir ki İslam toplumunun geri kalması İslamiyeti gereği gibi yaşamadıkları içindir.
Batı hayranlığını Avrupa'dan damızlık erkek getirtmeyi teklif etmeye kadar götüren Abdullah Cevdet’e göre gelinen aşamada insanlığın Kant, Comte ya da Bergson’un yaklaşımlarına ihtiyacı yoktu. Toplum için vecibesiz, müeyyidesiz, bireyleri felsefî anlamda “dindar” yapacak bir din fikrine dayanan Guyau’nun tezleri yeterliydi.Abdullah Cevdet mahviyetten uzak bir yaklaşımla kendisini bu yeni dinin peygamberi olarak görüyordu.Derin Tarih Dergisi Şubat 2016
İslam dininde reform ve ya güncelleme yapılmasını hararetle savunanlara bakarsanız hepsinin inanç zaafiyeti içinde olduğunu göreceksiniz.İmanından şüphesi olan kişi elbetteki suçu dine atacaktır.Mucizelere reddedecek,Kuranı Kerim'den bazı ayetlerin çıkartılmasını teklif edebilecek,tavan yapmış egosuyla Kibre kapılacaktır.Bunların doğal sonucu ise Vahyi inkardır.Kuran'ın mana olarak Kuran olduğu Peygamber Efendimiz(asv)ini sözleri olduğunu söylemektir.En nihai nokta ise Peygambersiz,Hadissiz,mezhepsiz ve belki de ibadetsiz bir din teklifi gelecektir....