Düşecekken sarılır gibi
halata.
Tüm heybetiyle seni ayakta tutar galata.
Eski demde yiğitler gibi binmişim ata.
Söylerim İstanbul'un türküsünü.
Oltayı attım denize
niyetim balık tutmak değil.
İbrahim'i yakmayan odunlardan haber var mı?
Nemrut'a yardım eden kalabalık bunlar değil.
Sorsanız bizdenler derim, acep bilen var mı?
Maziye duyulan büyük
özlemdir Çamlıca Camisi.
Avlusunda gezinirken,
fark ettim bitmez bu destan.
Her devirde bulunur bir
mahir, Sinan ki mimarların hamisi.
Fetih sonrası onardı
İstanbul’u sil baştan.
Üsküdar’da akşam vakti çökünce
insanda bir hüzün olur.
En kabasında bile beklenmedik bir
naiflik.
Aşk deyince Üsküdar, kuşaklar arası
ince bir yol olur
Bir yanda eli bastonlu ihtiyar, bir
yanda geleceğin mimarı gençlik,
Hep dönülmez yollara kalkacak değil
ya vapur.
Sirkeci’de seferden dönen dönene.
Kimine annesi dahi olurken sırtında
kambur,
Bir kere ah etmez deniz, yük demez Ademe…