ah aşk
güneşim bir eksik,
gölgem hep bir fazlayken
ilişme bana öyle hüzün hüzün
salkımsız bağ, yankısız dağ gibiyim görmüyor musun
ilişme bana öyle üzüm üzüm
mahzen olma olasılığımı kabartıp
bizi yine, yeniden mevsimsiz hasat eyleme
ya da
saksıla sen iyisi mi
kokusu fesleğen akşamlarını
kapısını, penceresini de aralamayı unutma gecenin
arala ki, bir gece ansızın yine gelebilme,
yine o eşsiz mabedine teraslanabilme ihtimalim baki kalsın
arala ki, o kokusu lal, o dokusu nihavent teninde
yine, yeniden fısıl fısıl, fasıl fasıl kıvrılabileyim kıvrımlarına
ay
denize düşmeden,
vakit kuşluğa dönüşmeden,
topla tasını tarağını, göğünü, kuşağını
topla, sevabını, günahını ve bohçala yarınlarını gel gayrı
gel ki, gün ışığınla yıkansın vuslatıma musallat kinim
gel ki, ıslah olsun senden kalma sabahlarıma uyanan yorgun kirim
ve çözülsün... çözülsün artık sana tel tel örgülediğim şu asi dilim
yeter ki gel gayrı…
ilhanaşıcı