Kılıç Bey şaşaladı duydukları karşısında. Cevap veremedi. Kaya yıllardır her operasyona kişisel faydaları göz önüne alarak katılırdı.

-Yıllardır bana sizden aldığım ücretin katları teklif edilerek transfer teklif ediliyor Başmüfettişim.Şu ana kadar hepsini reddettim. Niçin biliyor musunuz?

-Hayır, Kaya bilmiyorum. Niçin?

-Babam ve dedem müfettişti. Görevleri başında öldüler.Şehirde müfettişliği en iyi bu ofiste yapabildiğim için buradan ayrılmadım. Müfettişlik benim için sadece meslek değil hayat tarzı. Başka bir işi yapamazdım. Mesleğimin yaşam tarzımın bu kadar aşağılanmasına izin veremem. Görevimin başında ölecek kadar mesleğimi seviyorum.

-Nasıl bir risk aldığının farkında mısın Kaya?

-Farkındayım.

Kılıç Bey kısa bir süre düşündü.

-O zaman dün gelen arkadaşına ihtiyacımız var Kaya Bey dedi.

-Nasıl bir ihtiyaç Başmüfettişim?

-Normalde arkadaşına inanmam ve güvenmem mümkün değil. Ama bu operasyon için her türlü yardıma ihtiyacım var.

-Haklısınız efendim. Ne yapmasını istiyorsunuz?

-Kaya Bey. Tehlikeli bir iş. Bu görevi ancak arkadaşınla sen yapabilirsin.

-Görev nedir Efendim?

-İgor ve İvanov un karargâhlarında silah yığınağı yapılıyor Kaya. Bu silahları ele geçirmeliyiz. Arkadaşın İvanov ve İgor’un karargâhlarını biliyor. Arkadaşların var. Eylemden önce ya silahları veya mühimmatı ele geçirmemiz lazım ki eylemciler psikolojik olarak bozguna

uğrasınlar. Depolarda bulunan silahları da ele geçirmek zorundayız. Diğer depolardaki silahları ele geçirmek zor olmayacak ama İvanov ve İgor’un karargâhlarının planlarını bilmiyoruz. Biraz daha zaman olsa mesele değil ancak zaman kısıtlı. Bu yüzden senin ve arkadaşlarının yardımlarına ihtiyacım var. İşin riskini biliyorsun istemezlerse yardım etmek zorunda değiller.

-Problem değil Başmüfettişim. Ben arkadaşlarımla konuşur sonucu size bildiririm. Silahları ne zaman ele geçirmek gerekiyor?

-Eylem sabahı.

Kaya Bey bir şey söylemeden bürodan ayrıldı. Eylem günü yaklaştıkça Yusuf sıkıntılanmaya başlamıştı. Başka operasyonlarda günler öncesinden her ayrıntıyı tek tek planlardı. Adeta Beyni durmuş gibiydi. Eylem sabahıyla ilgili hiçbir planı yoktu. Durumlarının ne kadar kötü olduğunun farkındaydı ancak hiçbir şey düşünemiyordu. Kaya Bey’in operasyona dâhil olduğunu duyunca sevinmişti. Düşmanların büyüklüğü tedirgin ediyordu. Yusuf un aksine Şahin Bey o kadar rahattı ki devamlı yüzü gülüyordu. Yan büroya geçiyor raportörle çay içip uzun uzun sohbet ediyorlardı. Sık sık ta Ejder Bey’in bürosuna uğruyordu. Ofis tam bir ölüm sessizliğine bürünmüştü adeta.Sanki birkaç gün sonra ölüm operasyonuna katılacak olanlar başkalarıydı. Üç gün kalmıştı yeni yıla. Dört gün sonra da eylem yapılacaktı.

Akşam dairelerinde çay içiyorlardı.

-Hiç tedirginlik duymuyor musun Şahin Bey?

-Hayır, Yusuf Bey niçin sordun?

-Dört gün sonra ölebiliriz.

-Biliyorum Yusuf Bey.

Çayından bir yudum aldı Yusuf.

-Öleceğini biliyorsun ve bu kadar rahatsın.

Şahin Yusuf un sormak isteyip soramadığını anlamıştı. Güldü;

-Yusuf Bey dedi.16 yaşımdan beri ölümle iç içe yaşıyorum. Sana bir şey anlatayım.30 yıldır bu meslekteyim. Aklına gelmeyecek pisliklere şahit oldum.Buna rağmen iyi düşünmeye çalıştım. Her zaman kendimi güzel şeylerle motive etmeye çalıştım. Aksi takdirde ayakta kalmam mümkün değildi. Öyle zamanlarım oldu intiharın eşiğinden döndüm. Vaiz bana pislik içindeyken bile güzel düşünmeyi öğretti. Sık sık”Güzel düşünen güzel görür. Güzel gören hayatından lezzet alır”derdi. Sen düşmanın büyüklüğünden dolayı belki tedirginsin ben bize yardımcı olacak insanlar yüzünden sevinçli ve ümitliyim. Kılıç, Vaiz ve Yirmi Dört masum insanları korumak için birlikteler. Ben karşımdakilerin güçlü olduklarını düşünmüyorum. Yanımdaki insanlardan güç alıyorum. Bana Akademide masumları korumanın yollarını öğrettiler. Bu ilkeleri bana Vaiz sevdirdi. Vaiz’e ölümünden önce bir söz verdim. Benden böyle bir söz istememişti. Neye mal olursa olsun masumları koruyacağıma dair verdiğim söze bağlı kalacağım. Merak etme bu operasyondan başarıyla çıkacağız. Başaramasak bile bu uğurda öleceğim. Kendine güvenmeyen kişinin tedirgin olduğunu düşünürüm.

-Kendime güvenim tam ama…

-Anlıyorum Yusuf Bey. Düşmanlarımızın gücü seni düşündürüyor. Birde galiba operasyon hakkında hiç bir çalışma yapmadığımızı ve karşımızdakiler sayıca bizden çok olduklarını düşündüğün için tedirgin oluyorsun. Merak etme Yirmi Dört ve Vaiz bizi destekliyor. Bu ne demek biliyor musun?

-Hayır, ne demek?

-Eylem günü sadece birkaç bin kredi için meydanda 2000 kişi olacaksa sadece masumları korumak içinde o kadar kişi olacak demektir. Güzel bir hedefi olan az kişi hedefsiz çok kişiden daha kuvvetlidir. Şehirde Khaos neyse Yirmi Dört ve Vaiz odur. Masumları korumak için tek başımıza değiliz.

-Vaiz bu kadar nüfuzlu mu şehirde?

-Nüfuzlu ama bu nüfuz korkuyla olan bir nüfuz değil sevgiyle kurulan bir nüfuz. Yıllardır karşılık beklemeden yapılan iyiliklerin sonucunda ortaya çıkan bir nüfuz. Bize biz olduğumuz için değil masumları koruduğumuz için yardım edecek.

-Yirmi Dört niçin yardım ediyor?

-Khaos toplumumuza ve Yirmi Dört’e karşı kuruldu Yusuf Bey. Khaos her zaman bizimle savaştı. Toplumumuza çok kötülük etti. Grubun tek düşmanı biziz.Yönetim binasını kontrol ettikleri için Yönetim binası hep bizi düşman gördü. Öğrendiğim kadarıyla Konsey Başkanı Khaos’un keyfi taleplerine karşı çıkmaya başladığı için başkanı gözden çıkarmışlar. İvanov ile yönetime tam olarak hâkim olacaklarını düşünüyor olmalılar. Bu köle düzeninin devamı için her şeyi yaparlar. Kontrolün kendilerinde olmasını isterler.Operasyon tam bir gizlilik içinde yürütülüyor. Bildiğin gibi Khaos bizi deşifre etti. Ama önemli değil. Khaos’un operasyon gücü yok. Başmüfettiş İvanov ve İgor bizi deşifre ederse meydanda iç savaşa denk olaylar olur. Bu yüzden operasyondan vaz geçtiğimizi zannetmelerini istiyoruz. Başarılı olduk sayılır. Khaos bizi sindirdiğini zannediyor. Bu büyük bir avantaj.

-Operasyonu başarsak bile değişen bir şey olmayacak.Şahin Bey. İmtiyazlıları bertaraf etmek gerek.

-O da olacak Yusuf Bey. Mutlaka olacak.

Şahin in bu kadar inanmış şekilde konuşmasına itiraz edemedi Yusuf. Konuyu değiştirdi.

-Bayan Suzi’yle nasıl tanıştınız? Diye sordu.

-Uzun hikâye Yusuf Bey. Suzi raportörün üvey kardeşi olur. Babalarını Vaizin çiftliğinden tanırdım. Yaptığım bir operasyonda tanıştık. Sonrası malum. İlk başta Kılıç’ın rızası olmamıştı Suzi’yle evlenmeme. Ben ısrar edince karşı çıkmadı. Farklı bir ortamda yetişmiş olmasına rağmen bana çabuk uyum sağladı. Üstelik cezada olduğum 5 yıl boyunca beni bekledi.

Yusuf raportörün sevincini anlamıştı. Yusuf yatmaya gidecekken Şahin sordu:

-Benimle ilgili her şeyi öğrendin Yusuf Bey. Sen anlat.

-Benim hikâyem seninki gibi değil Şahin Bey. Babam çok küçükken ölmüş. Annem uzun yıllar gece temizliğe gidip benim eğitimimi yaptırdı. Geçen sene Kılıç Bey’in emriyle Kaya Bey çalıştığım mağazaya gelip müfettişlik sınavına katılmamı istedi. Akademiden sonra ofiste işe başladım.

Daha fazla konuşmadan yattılar.

----------------------------------------------

( Yirmi Dört 14 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 11.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu