Toprağa ilk düşen insandan bu yana
Anadan ayrılırken göbek bağı
O sancılı ayrılık duyulur unutulur ya
Bizim hikâyelerimiz de böyle, hep aynı


Çocuk ayaklar koştururken sokaklarda
Akılda bulgur pilavının kokusu
Yere dökülen ayranın emeği, annelerin teri
Nereden bilebilirdik
O bir kaşık çorbayı özleyeceğimizi


Bir elmalı şeker için saatlerce ağladığımız
Annemizin yüreğini öylesi dağladığımız
İnatla sırt çevirip kaçtığımız
Cebindeki bir ekmek parasına sıkıca sarılan elin
İçindeki narı nasıl görebilirdik


Saçımı okşamıyor
Beni sevmiyor / dediğimiz babamız
Bir ayakkabı parası için kaç gün yorulmuş
Kimin kahrını çekmiş umurumuzda mıydı
Başımızı öyle çok okşamış
Öyle güçlü sevmiş ki bizi
Biz O’nu
İçimizdeki damda boş yere sorguda tutmuşuz


Arife günleri başucumuzda ayakkabılar
Ahşap sandalye kenarında urbalar
Bayram sabahı çikolata yok diye edilen sitemler
Yok’tan anlamayan istekler…
Ağaç gölgesinde dalgın
Gözleri uzaklarda yoksulluğu döven hüzün
Nereden bilebilirdik
Borçların boyumuzu bulduğunu


Hayat lades derken düştüğümüz yerde
Kaldırıp başımızı doğrulamadık
İteledik uzanan tanıdık yüreği
Öpmedik o gün gül kokulu eli
Dudağımız yetim kalmış, bunu nasıl fark edemedik


Şimdi yüreğimizde boynu bükük çocuk ağlar
Ağlatmayalım
Onların kalbi bunu anlar



Nevim Karahan

( Onların Kalbi başlıklı yazı Nevm Karahan tarafından 23.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu