Gecenin
ayazında Harput'a düştü acı
Hakk'tan
gelen acının sabırdır tek ilâcı
Zemheri
soğuğunda yürek yaktı hoyratlar
Dudak
ucundan değil, kalpten çıktı hoyratlar
Ey
Harput yüzün solgun, toz duman içindesin!...
Çekiçle
örs arası; neden'de, niçin'desin
Ağlamaklı
gibisin, buğuludur gözlerin
Karanlığa gark
olmuş aydınlık gündüzlerin
Acıdan neşet etmiş yanık bir ezgisin sen
Alnımıza çizilmiş derin bir çizgisin sen
Bu
da gelip geçecek dayansın Elazığ'ım!...
Gördüğü
kâbuslardan uyansın Elazığ'ım!...
Gönlümüz
âşinadır çayda çıralarına
Merhem
olmak isteriz yürek yaralarına
Hüzün
paydamız bizim, acınız acımızdır
Gakkoşlar
kardeşimiz, başlarda tacımızdır
Hüseynî
makamında nice sâlâ okunur
Çektiğin
onca acı yüreğime dokunur
Kerem'den
ayrı düşmüş bir garip Aslı'sın sen
Keder
azığın olmuş, yürekten yaslısın sen
Acıyı
iliğinde duyansın Elazığ'ım!...
Gördüğü
kâbuslardan uyansın Elazığ'ım!...
Kader boynuna vurmuş acının kemendini
Sabırla aşacaksın kederlerin bendini
Kara bulutlar gibi gözyaşları dökersin
Yalnızca
Yaradan'ın önünde diz çökersin
Dertlere giriftarsın, gönlü yaralı şehir!
Yuvan tarumar olmuş, bahtı karalı şehir!
Harput'un
bağlarında açan güllerin hani?
Hazar'ın
sularından esen yellerin hani?
Bizi
onca acıya koyansın Elazığ'ım!...
Gördüğü
kâbuslardan uyansın Elazığ'ım!...
Hüzün
yaşa dönüşür, sel gibi akıp gider
Yakılan onca ağıt
yüreği yakıp gider
Bu ölümlü dünyada imtihandadır beşer
Yaşadığın acıdan bize de bir pay düşer
Karanlıktan
ışığa, akar durursun şehir!
Yârden
ayrı düşeni, yakar durursun şehir!
Umutlar
silecektir acının izlerini
Hakk
bizlere göstersin o gülen yüzlerini
Sen açsan biz de açız; soframda aşımsın sen
Bir hüzün gözesisin, gözümde yaşımsın sen
Kanaat
sofrasında doyansın Elazığ'ım!...
Gördüğü
kâbuslardan uyansın Elazığ'ım!...
M.
NİHAT MALKOÇ