İmanın Yan Şubelerini Tek Tek
Kapattık mı? Tutunacak Dallarını Bir Bir kırdık mı?
Dün geçmişte ecdat biz gibi, kanı
çekilmiş buz gibi duyarsız hissiz hiç değildi. Kanı, imanla merhametle
damarlarından akarken, cihana gülümsemesiyle yayılırdı. İmanın yan şubeleri
diyelim; merhamet, insanlık, duyarlılık, hissetmek, varmak, sarmak gibi imanın
yan şubelerini tek tek kapattık mı? Tutunacak dallarını bir bir kırdık mı? Oysa
bu şubeleri kapatmaya, dallarını bir bir kırmaya yetkimiz yok iken!
Ayrılıyoruz ortadan çatlayan çürük
bir kütük gibi, oysa kütük ortadan kendi kendine ayrılmaz, lakin içi boş küf
kaplayınca oluyormuş! Hazreti Ömer’i Hz Ömer yapan o ayet okunduğunda ki
hassasiyet titreme, kendisinden geçerek kendisi olan o sarsıntı değişimin bizde
milyarda biri yok, Hz Ömer gibi olamayız lakin çok az duyarlı değişim içinde
olursak… Hira da titreyerek Resul gibi değil de, olamayız da, ümmeti olduğumuzu
unutmaz isek, ne donarak kansızlıktan ne de insansızlıktan duyarsızlıktan
ölerek, hesabı verilmeyecek sorularla mahcubiyetle ahirete giderken,
çaresizliğimizle Rabbim çabaladık denedik diyenlerden oluruz inşallah.
Entari giymiş, kuzu postuna
bürünmüş kurtlar, bizdeki imanın ağırlığını yıkılmazlığını araya fitne ile birbirimizi
bizlerden ayırarak keyif çatıyorsa imanımızı gözden geçirmeliyiz. Bizler için
gözyaşı döken yoksa biz gözyaşı dökelim, sökülmüş hayâyı arı vefasızlığı iman
ile dikelim, yoksa karşımızdaki diksin diye beklemek, bize kaybettirecek…
Güneş doğarken her gün ufukta,
güneşin sıcaklığıyla aydınlığını neden gönlümüzden esirgiyoruz, gönlümüz de
aydınlansın ıssınsın ki, bizde aydınlatalım ısıtalım inşallah, vesselam,
selamlarımla.
Mehmet Aluç