SALGIN HASTALIKLARLA MÜCADELE, AŞI VE SERUM ÜRETİMİMİZ OSMANLI DEVLETİ ZAMANINDAN BERİ VARDI AMA SONRA NE OLDU DA COVİD -19 AŞISI VE İLACI İÇİN MUHANNETE MUHTAÇ KALDIK?
 
1885 yılından itibaren Çiçek, Kuduz, Dizanteri, Verem, Sığır Vebası, Tifo, Tifüs, Kolera, İnfluenza, Boğmaca, vs... aşılarının yanı sıra Serum, Antiserum, Akrep Serumu, Antibiyotikler, Vitaminler üretiyorduk. Frengi tedavisinde çok başarılıydık.
Yurt içi ihtiyacımızı karşılamanın dışında hayvan ve insan aşılarını ve serumları başta ABD olmak üzere, Çin dâhil tüm dünya ülkelerine ihraç ediyorduk.
 
1887 yılında, 2. Abdülhamid Han tarafından açılan Daûl-Kelp ve Bakteriyoloji Ameliyathanesi, Kuduz Merkezi, Enstitüsü, Veteriner Fakültesi, Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane açıldı.
27 Mayıs 1928 tarihinde Refik Saydam Hıfsısıhha Müessesesi (Enstitüsü) kuruldu.
 
Bir kısım Yerli ve Milli Üretim ve Faaliyetler;                                   
1885 de çiçek aşısı
1887 Kuduz aşısı
1896 Dizanteri aşısı
1897 Sığır Vebası aşısı
1911 Tifo aşısı
1913 Kolera ve Dizanteri aşıları
1927 Verem aşısı
1932 Serum
1940 yılında Anti Serum
1942 yılında, Tifüs Aşısı ve Akrep Serumu
1950 yılında İnfluenza aşısı üretimi.
1951 yılında, ilk kez antibiyotiklerin ve bazı vitaminlerin kalite kontrolü.
 
Bunların dışında, Zehir Danışma Merkezi, AİDS Araştırma Merkezi, Tavuk Hastalıkları Araştırma ve Aşısı Merkezi , Biyoloji Kontrol Laboratuvarı, Mikoloji Laboratuvarı, vs... gibi pek çok üretim merkezimiz vardı.
 
Dünya ilaç firmalarının korkulu rüyasıydık.
-----------------------------------------------------------------------------
 
EMİR BÜYÜK YERDEN GELDİ VE;
1999 YILINDA TÜM BU ÜRETİMLERİMİZ "BÜLENT ECEVİT" TARAFINDAN MECLİSTEN ÇIKARTILAN BİR KANUNLA DURDURULDU.
 
Bütün Sağlık Merkezleri, Halk Sağlığı Kurumu'na devredildi. Ancak bu Kurum hiçbir üretim yapmadı.
 
Bir asırdan uzun süren başarılı mücadelemiz resmen çöpe atıldı.
Aşı üretiminin sona ermesi ile aşılar satın alınarak temin edildi.
 
Bu tarihten sonra sadece su kontrolü yapabilen Hıfzıssıhha Enstitüsü de atıllığından dolayı 2 Kasım 2011 tarihinde kapatıldı.
 
.
------------------------------------------------------------------------------
 
2000'li yıllarda Başkan ERDOĞAN tarafından, aşıların ve serumların, Laboratuvar çalışmalarının Türkiye’de üretimi konusu tekrar gündeme alındı.
 
2009 yılında beşli karma (DaBT-IPV-Hib), 2011 yılında dörtlü karma (DaBT-IPV) 3 yıllık alımı yapılırken kademeli olarak paketleme ve enjektöre dolum teknolojisi ülkemize getirildi.
 
2010 yılında Zatürre aşısı (KPA-Konjuge Pnömokok) yine 3 yıllık alım garantisi karşılığı paketleme, enjektöre dolum yanında formulasyon teknolojisinin de ülkemize getirilmesi sağlandı.
 
Halen yerli bir firma tarafından akrep ve yılan antiserumları da üretilmektedir.
 
2015 yılında yedi yıllık alım garantisi ile Tetanos ve Difteri aşılarının kademeli olarak antijen üretimine kadar yapılması planlanmıştır.
 
2018 yılı içerisinde dolumu yapılırken 2019 yılında antijenin tamamen milli olarak üretilmesi planlandı.
 
Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Halk Sağlığı Merkezinde, akrep ve difteri serum üretimi devam ediyor ve stratejik serumlar ile hepatit A,Hepatit B, Suçiçeği aşısı milli aşı üretim çalışmaları yapılıyor.
 
1800'lü yılların son çeyreğinde Osmanlı'dan başlayan ve 1999 Ecevit Hükümeti tarafından sona erdirilen salgın hastalıklarla mücadelede eski başarımızı yakalayamadığımız ortada.
 
Zira bugün biz Korona Virüsü aşısını birileri bulsun da temin edelim diye bekliyoruz.
 
Deccaliyetin üreteceği yeni salgın hastalıklar kapımızı çalmadan evvel Yerli Ve Milli Aşı ve Serumları ile önemli bir kısmı ülkemizde şu an yapılıyor olsa da her türlü Tıbbi araç ve gereçleri kendimiz üretmemiz şart.
 
Sağlık Sektörümüzde devrim niteliğinde dev adımlar atan, konforlu devasa modern hastaneler açan Başkanımız ERDOĞAN'ın bu sorunumuzu da bir an evvel çözeceğine inancımız tamdır.
 
Allah yâr ve yardımcımız olsun.
 
Sağlıcakla kalın.
 
Mücella Pakdemir
24.03.2020