Adam
yorgundur;
Gecenin
yardımıyla
Yaslanır
Güverte kenarına;
Cilveli
bir sevgili uğruna
Terk
ettiği,
Yılların
emektarı eşi gelir
Gözlerinin
önüne.
Çocuklar
ve de torunları
Yaşam
meyveleriydi.
Anlayamaz, geçen zamanı.
Sorgulandığını
hisseder.
Duyguları,
Dağınık
bir senfoniden taksim geçer.
Mazisi,
Çoktan
kendisini denize atmıştır.
Tanımadığı
ayak sesleri yanına yanaşır.
Olanlardan
sanki haberi varmış gibi
Sessizce
karşı iskeleye varır,
23.10
Arabalı Vapuru;
Araçlarını
boşaltır,
Sonra
araçları yine doldurur güvertesine.
Onun
hazzı da saklıdır,
Git-Gelli
bu dönencelerde.
Yorgunluğundan
eser kalmaz adamda;
Unutulmuşluğu
yudumlarken
Tanımadığı
ayak sesleridir,
Onu
çelmeleyip, uzatır bu güverteye.
Giden
ömrüdür,
Cesedidir,
kalan geride.
Yoktur
yardım eden,
Ne
bir tanıdık, ne de bir aşina.
Götürüp
atarlar, hastane morguna.
Biter
bir hikaye daha,
Yavaş
yavaş demir almakta olan
23.10 Arabalı Vapurunda…
(24 Haziran 2011 tarihli 9.şiir kitabımdan)