Anlamsızlığın Bir
Eleştirisi
Sır nedir ölmek mi?
Gülmek mi?
Güldürmek mi?
Aşk ile yürümek
mi?
Farkına varmak
mı?
Hepsi mi?
Biri mi?
İkisi üçümü?
Güç mü?
Anlaşılmak mı?
Anlaşılmamak mı?
Kaçmak mı?
Varmak için yola
çıkmak mı?
Kovmak için
elinde iman sopası ile beklemek mi nefsi şeytanı?
Şirin cümleler kurarak
gönlü sevmek mi?
Elinde süvari kılıcıyla
zalimin zulmüne son vermek mi?
Ah sorular
sorular
Cevabını bulmak
için dünyada bekleyen kullar
Çözmeye geldiniz
sizi neler oyalar
Oyalayan-ı kimler
kovalar
Ah yollar
mahzunsunuz
Merhametle üstünüzden
geçeniniz yok
Ey suskunluk
bilirim bir sese ihtiyacınız var
Ey medreseler
camiler boşsunuz
Bunu anlamayan
kullar sizler neden hoşsunuz
Baksanıza etrafına
hep boşsunuz
Hani hakka
yürüyen varan şükür eden kuldunuz
Neyi aradınız da
buldunuz mutlu oldunuz
Açan gül iken
neden kurudunuz
Yormaz mı bu
suskunluk
Kaynar denizler
ovalar şehirler zulümle nedir bu durgunluk
Yürekler atmak
sarmak için bekler nedir bu yorgunluk
Âlemlerin Rabbi
bir yüz vermiş nedir bu bin bir yüz
Yol değil midir
gidilen yol dümdüz
Neden gönlünüzdeki
imanı merhameti aşkı gömdünüz
Neden şeytanla
beraber yürüdünüz
Zalimlere iyi
göründünüz
Sonsuzluk yolunda
elimizde ne var
Yüreklerimizi yakandır
nefret dolu har
Gönüller haykırıyor
durma haydi diyor sar
Var
Hayatın sonunda
yatacağın yer dar
Geniş eyle
hayatla oyun oynama atma zar
Bul cevapları
bul sırrı
Açma sana nefrete
o bağrı
Senin içindir bu
çağrı
Sinene çökmüş
sanki dağlardan ağrı
Acımasız gönüllerde
karanlık geliyor dörtnala
Neyi bekliyoruz
sorulara cevap bulmak için hala
Baksana bülbüller
konmak için bekliyor gönüldeki dala
Ek gülleri
etrafına gönlüne konsun bülbül ötsün bin defa etrafın sula
Mecburuz cevapları
bulmaya
Mecburuz kul olmaya
Sorulara mecburuz
cevap olmaya
Vakit değil
müsait değil soru sormaya
Bulmalıyız derdi
olanı almalıyız korumaya
İmanın gereğidir
Yol olmaya
Bulmaya
Koşmaya
Sarmaya
Ekmeği gönlündeki
imanla aşka bandırarak ye
Var git durma
güldürmeye
İnsanlar koşarken
öldürmeye
Sen var sevmeye
Öldürenleri öldürmeyin
demeye
Haykır yazıktır
etmeyin diye
İnsan gönlüdür
bu haktan hediye
Zalimler çiğnemsin
diye verildi güldürelim diye
Savur ezenleri
öteye
Beriye
Gülsünler diye
Yoksa eğer
Ne dünya
Ne ahiret
Ne insanlık
Ne gülümseme
Kalır
Bitsin artık
kopuş
Bizi diriltemez ki
bu yok oluş
Zamanda bu mekânda
yok eder bu feryatlarla haykırış
Haydi, gözlerimizde
olsun aşk dolu bir bakış
Bu hakka
gönüllere varmak için Rabbime bir yalvarış
Duaları kabul
edendir Rabbim adımlarımız olsa da bir karış
Rabbim nasip et bu
şiirimle olsun gönüllere bir varış
Sen merhametinle
verdin imanı örelim aşkla gönüllere nakış nakış
Anlamlandıralım anı
Rabbim yardım et
Parçalanmış olanı
tamamlayalım Rabbim sendedir Nusret
Kusurlarımız çoktur
Rahmetinle affınla bizleri af et
Yoksa rabbim
huzuruna yakışmaz bunca suret
Kaplıysa sen aç Rabbim açılsın basiret
Hapsettiğimiz doğallıktan
atalım ciddiyetsizliği
Bunalıma kadar genişleyerek götüren sıkıntıyı
hadsizliği
Hem de sınırlarımızın
dışında yaşanılan kopuşları sen bağlat Rabbim
Anlamsızlığın bir
eleştirisi olsun bu şiir
Anlayınca Rabbim
biz kullarına yetişir
Bir adım atmak
her şeyi pekiştirir
Bu şiirde burada
bitsin okumaya soluk mu yetişir
Mehmet Aluç