O gece aziz vatan can evinden vuruldu
Pınarların
başına Haşhaşiler kuruldu
Hıyanet
mahfilleri inlerinden çıktılar
Kardeşliğe
kurulan köprüleri yıktılar
Candan
aziz yurduma haramiler dadandı
Gerisi
teferruat, söz konusu vatandı
Köprü
ve meydanları hain eller tutmuştu
Batı
işbirlikçisi mâziyi unutmuştu
Meydanlar
yangın yeri, kudurmuş bir mahşerdi
Zeynepler
ve Türkanlar niceden daha erdi
Gönül
payitahtını zannettiler Halepçe
Vurmak
mümkün değildi umutlara kelepçe
İhlasla
yıktık yola, binler olduk birlerle
Kutlu
zeval burcunda çoğaldık tekbirlerle
O
karanlık gecede nice yiğit sır oldu
Zaman
geçmek bilmedi, saatler asır oldu
Yusuf
Yüzlü melekler kuyulara düştüler
Leş
kargaları yurdun başına üşüştüler
İhanet
içindeydi gözü dönmüş neferi
Gebeydi,
düşük yaptı; bu son Haçlı seferi
O
gece meydanları zalimlere dar ettik
Kanla
sulanan yurdu kendimize yâr ettik
Cennetin
kapıları o gece aralandı
Kimisi
şehit oldu, kimisi yaralandı
Kimileri Metin'di, kimileri Erol'du
İlhanlar, Abdullahlar bu vatana yâr oldu
Kimi
ana kuzusu, kimi körpe bebeydi
Zifirî
karanlıklar tan vaktine gebeydi
Köklerin
yangınında ölüm yağdı göklerden
Sonsuza
kanatlandı, ruh kurtuldu yüklerden
Bozguna
uğratıldı Ebrehe'nin filleri
Tarih
elbet yazacak katil ve gafilleri
Bu
kalkışma Batı'nın işlerine yaradı
Bir
millet devleşince cüce delik aradı
Göklerden
yıldız yağdı gecenin karasında
Bir
millet nefes aldı nalla mıh arasında
Köprüler
dile gelse, ne söylerdi dilleri
Geceyi
aydınlattı diriliş kandilleri
İhtilâl
gecesinde tiranlar dize geldi
Dağıldı
karanlıklar, yüzsüzler yüze geldi
Meydanı
terk etmedi önden giden atlılar
O
gece arştan indi nur yüzlü kanatlılar
Dillerde
vatan aşkı, yüreklerde hâr vardı
Hesabı
çabuk gören yüce bir Kahhar vardı
Üstümüzde
gölgeydi rahmanlar ve rahimler
Nemrut'un
ateşinden korkar mı İbrahimler?
Merhamet
çeşmesinin olukları kurudu
Gözü
dönmüş caniden Rabbim bizi korudu
İflas
etti pazarcı, ihtilal pazarında
Her
ne varsa tüketti hakikat nazarında
Akıl
fukaraları biat etti zalime
Zihin
tutulması bu, idrakler lime lime
Lanetlendi
eşkıya, hak katında kınandı
Çağın
İsmailleri, bir kez daha sınandı
Temmuzun
sıcağında gök kırmızı, yer beyaz
Zalimlerin
şerrinden Hakk'a eyledik niyaz
Şehit
arşa yükseldi, yüzü kardan ak oldu
Sonsuzluk
yolcusunun kefeni bayrak oldu
Düşük
yaptı ihanet, bir darbe ölü doğdu
Doğdu
İslâm güneşi, karanlıkları boğdu
Bu
milenyumun çağında yaşandı Kerbelâlar
Selâlar
okununca def edildi belâlar
Haşerelere
karşı kuruttuk batakları
Belini
doğrultamaz hıyanet odakları
Barış
güvercinleri sebillerde can verdi
Bayrağa
al rengini, akıtılan kan verdi
Yiğit,
komutanından aldı kutlu emiri
Tarihler
şanla yazdı Ömer Halisdemir'i
Hiçbir
söz anlatamaz yüreğin melâlini
O
gece görmeliydin Ömer'in celâlini
Ulubatlı
Hasan'ı kendine örnek aldı
Otuz
kez muştulanan yiğit uykuya daldı
Şanlı
bir destan yazdı peygamber ocağında
Gonca,
güle dönüştü toprağın kucağında
Bu
asık yüzlü çağda, bulmak zordur dengini
Görmeliydin
o gece koç yiğidin cengini
Gül
kokan yarasından oluk oluk kan aktı
Can
evine düşen çığ, nice yürekler yaktı
O
gece çağ değişti, kutlu çağa atlandı
Yiğit
kahpe kurşunla sonsuza kanatlandı
Ömer,
soylu kavgada vatana kurban oldu
Karanlığın
ardından gün erişti, tan oldu
Şanlı
berat çıkardı melekler avucundan
Feryat
figan yükseldi divitimin ucundan
Ülkeme
salya sümük saldırdı vatansızlar
Bu
acı karşısında taş olsa vicdan sızlar
Dağıldı
karanlıklar bir ay doğdu geceye
Kâinata
sığmayan, sığdı iki heceye
Vatanın
Mecnûnları veda etti Leylâ'ya
Tevhit
ve tehlillerle kavuştular Mevlâ'ya
M. NİHAT MALKOÇ