Tarih paslanmış
Yüzyıllar gıcırdıyor
Hafızamın elinde bir yağdanlık
Kavimler göçerken
İşçi karıncaların sırtında
Ela gözlü soluk benizli bir çiçek
Haçlı seferleri
Baharı önüne katıp kovalamış
Hasretin ateşi kırk dereceyi bulunca
Papazlar kilisede kurşun döktürmüş
Sonbahar da mürekkep damlamış
Matbaanın gözünden
Karıncalar
Mavi yapraklara binmişler Meksika’dan
Sırtlarında ela gözlü soluk benizli bir çiçek
Gazel seller gibi akmış patika okyanuslardan
İstanbul’un fethinde geçmiş boğazdan
Bir çağ daha gelmişsin
Karıncaların sırtında yakınıma
Ufukta ki Rönesans’a yaklaştın yorgun argın
Hadi yaklaş lale devri kıskansın seni
Dayanıyorum sevdiğim
Gücüm kalmadı
İşgal altında Anadolu’m
Belki ata biner karıncalar
Belki buhar makinası icat olur
Tren yapılır
Belki kurumadan geçmişten gelirsin yanıma
Belki Atatürk gelir kurtarır beni
Onun adını sana verirler
O zaman koklarım
Âdem’den Havva’dan beri
İçime çekerim
Atatürk çiçeğim bir nefes seni