‘Duyuru!’
Şenlikler, bu sene erkene alındı! Sebebi: Akdeniz Oyunları! Aslında, iyi de oldu. Finallerden önce, öğrencilere moral olurdu.
Üniversite genelinde 'sanatçı' anketi yapıldı. Gençlerin oyları üzerine iki şarkıcıda karar kılındı. İkisi de internet ünlüsüydü.
Üniversitenin futbol sahası konser alanına çevrildi! Etrafı da; gelenlerin, iyi vakit geçirmeleri için donatıldı. Gezici lunapark ile anlaşıldı. Dönme dolap, gondol, trambolin düzenekleri kuruldu. Bununla tatmin olmayacaklar da unutulmamıştı! Bul karayı al parayı, papaz kaçtı, batak, yüz bir, üç atışa bir paket sigara, bilek güreşi...Seçenekler geniş tutuldu! Yan yana konulan stantlara, seyyâr yemekçiler yerleştirildi.
Dönerci, pilav üstü kuru, pilav üstü tavuk, mısır, çiğ köfte, sıkma ve gözleme, pamuk şeker...
Küçük gruplar için de bir sahne hazırlandı. Kendilerini gösterebilmeleri için iyi bir fırsattı. Büyük konserden önce ortamı ısıtmaları iyi olurdu. Araçla gelenler için de geniş otopark yerleri belirlendi.
Saatlerin sekize gelmesiyle ilk gün konseri başladı!
Şarkıcı, kalabalığın coşkusuyla sahneye çıktı. Kendisini meşhur eden şarkıyı söyledi. Hayranlarının eşlik etmesi, mikrofonu yetersiz bırakmıştı. "Bir daha, bir daha..." tezâhüratlarıyla orkestra, aynısını bir kere daha çaldı. İkinci şarkıya geçti! Şarkı pek bilinmese de eşlik edenler oldu. Bu sefer "bir daha" tezâhüratı tutulmadı. Şarkıcının repertuarı bitmişti! Orkestra, doksanlara dönüp eşlik edilmesinden medet umdu. Her yeni çıkan şarkıcının kaderinde olduğu gibi! İki yeni şarkı ve iki saatlik 'eskiler' konseriyle gecenin sonu gelmişti.
Şenliklerde ikinci gün!
Bir haftalık yağmur, yirmi dört saatte toprağa düşmüştü. Elektrik aksamı zarar gördüğü için akşamki konserin iptal edildiği duyuruldu. Yetkililer, konferans salonunda bir şeyler yapmak için toplantı düzenledi. Eğer müzik yapılacaksa, bu konservatuarın işiydi! Dekanı ile görüşüldü. Yapılacak program belirlendi. Kampüste dağıtılması için ilanlar hazırlandı. Konservatuar öğrencileri, fakültelerin girişine birer tane yapıştırdı. Bir tane de; yemekhanenin ilan panosuna raptiyelerle tutturuldu. Yemeği biten Ömer, tabldotu bırakıp dış kapıya yöneldi. İlana gözü çarptı: DUYURU!
Bahar Şenlikleri kapsamında Konservatuar Bölümü' nün katkılarıyla yarışma yapılacaktır. 'Âşık Atışmaları' temalı yarışmamıza müracaatlar başlamıştır.
ÖDÜLLER:
Birincilik Ödülü: İstenilen Bir Dersin Final Soruları!
İkincilik Ödülü: Kitap Seti! Üçüncülük Ödülü: Bir Haftalık Yemek Fişi!Ömer:
"Vayy be! Birinci olsam; dersin birinden kurtulurum. İkinci olsam; kitapları, beşer liradan okuturum. Üçüncü olsam; haftalık yemek fişi! Yedi çarpı iki yirmi beş: On beş lira yetmiş beş kuruş. Allah bereket versin!” İçine bir kurt düşmüştü.
"Ya dördüncü olursam?"
'Âşık atışması' için bağlama çalmak gerekirdi!
Ömer; devamsızlıktan kaldığı ders saatlerinde, Halk Eğitim Merkezi' nde vakit geçiriyordu. Yemek kursu, bilgisayarlı muhasebe kursu, İngilizce... Bunların yanında 'bağlama' yı da bitirmişti. Artık bağlayabiliyordu! Tek sorunu, kafiyeli mâniler bulmasıydı! Eylemlerde boy gösteren davulcu ile zurnacıdan yardım almalıydı. Hızlı adımlarla yemekhaneden çıktı.
