...kaç
modeldi altımdaki araba bilmiyorum ama, lacivert renkli murat 131 ile Uşak
yakınlarındaki Murat dağı'na yol alıyorum , yıl
1986 Gediz dışından murat dağına uzanan yola sağdan girdim ,dağ yolu mıcırlı ve
virajlı,ailem ve çocuklar murat dağında beni bekliyorlar , Cuma günüydü okuldaki
görevim bitti hemen yola çıkmıştım ikindi sonrası dağ yolu virajlarına girip
çıkıyorum ,Uşak'tan çıktığım andan beri sürekli ezberimde olan kur'an
ayetlerini okuyorum ,kah duygulanıyor ağlıyorum ,kah okudukça daha okuyorum ,farkında
değilim arabayı hızlı kullanmış olmalıydım ,virajlarda bir kayboluyorum bir
ortaya çıkıyordum ,hem üstelik virajları üç belki de dördüncü vitesle geçtiğimi
hatırlıyorum çünkü hava kararmadan dağa çıkmalıydım ,okuduğum ezberler bittikçe
baştan alıyordum , bazen ezanlar okuyorum bazen defalarca euzu besmele
çekiyorum ,kaç viraj geçtim kaç virajı bitirdim saymadım ama bir viraja
giriyordum hızlı bir dalış yaptığımı biliyorum hafif fren yapayım dedim ama ne
olduğunu anlayamadım araba kendi ekseninde dönerek hızla savruluyor
,direksiyona hükmedemiyorum ,saniyeler içinde o kadar gayret sarf ettim ve
tedbirlere başvurdum ki bir türlü arabayı durduramıyorum araba giderek döne
döne uçurumun başına geldi..........
...............................................................çok yüksek toz
bulutu ve fren sesleri ve gürültü içinde derinliğini bir türlü tahmin edemeyeceğim
uçuruma tepetaklak düşüyorum ,kaç takla atmış olmalıyım ki araba bir mukavva
gibi büküldü ,tavanı tekerleklere yapıştı içinde ben tam anlamıyla bir yığın
kırıkla tüm gövdem ezik ve kısa zamanda hayat belirtisinden kopmuş hatta ön
camdan fırlayarak arabadan önce uçuruma düştüğümden üzerime arabamın düştüğünü
görüyordum , şimdi arabanın altında kalmış olarak çoktan son nefesimi vermiş
olmalıyım ,toz bulutunu uzaktan gören iki köylü uçurumun başında konuşuyorlar
"..bu kaçıncı kaza böyle ,bu viraj ve uçurum kaç aileye mezar oldu ,Allah
dayanma gücü versin çoluk çocuğuna ,yazık çok yazık...",konuşmalarını
duymak bana acı verse de asıl derinden bana acı yaşatan eşim ve çocuklarımın
beni bekliyor olması ,onlara gitmeliyim ulaşmalıyım yalnızlar çünkü bu duygu
canımı çok yakıyordu ,saat 19,20 akşam ezanları okundu ve çok geciktim ,beni
nasıl bulacaklardı bu uçurumun dibinde üzerimde araba olduğu halde ,saat 20,30
oldu kimse yanıma gelmedi ,hava çoktan kararmış akşam kuşları çoktan yuvalarına
girmiş gecenin sesleri çoktan çıkmaya başlamıştı ,saat 23,10 bir vinç
üzerimdeki ağırlığı ,arabamı kaldırıyor ,yamyassı olmuş korkunç bir görünüm,
üzerimdeki yük kaldırılınca biraz hafifliyorum ,belinde ip bağlı
kurtarıcılardan üç kişi beni yukarı taşıyorlar ……………………....,ölmüşüm…………………şeklindeki
düşlerim saniyelerle kendi iç dünyamda beynimde bunları geçiriyordum , arabamla
uçuruma doğru sürüklenirken şok geçiriyor olmalıydım ,arabanın kapısını açan
iki kasketli köylü beni dışarı çıkarıyordu ,’’…abi geçmiş olsun seni Allah
korudu , bu virajda uçuruma düşmeyen , hayatını kaybetmeyen olmadı, siz nasıl
oldu da hayattasınız..’’ , ihtiyacım olup olmadığımı sordular su içirdiler ,
bir kenarda diz üstü kalmış bakınıyorum , arabanın ön lastiklerinin patlamış
olduğunu görüyorum , o iki insan yoldan geçen bir kamyonu durdurup gerekli
malzemeyi tedarik ettiler , patlak tekeri tamir edip diğerini yedek lastikle
telafi ettiler, ‘’..abi tamamdır , şimdi yola devam edebilirsin , edebilecek
misin abi ? , dikkat et ..’’, bu iki köylü insandan başka bu dağ yolunda kimse
yoktu ,yardımıma koşup gelmeleri , yaptıklarının ücretini talep etmediler
vermek istedim almadılar ,iki büyük köy ekmeği almıştım bari bunu alın dedim
kabul etmediler , yol boyunca düşünüyordum , birden ortaya çıkan , arabayı
tamir edip hazır eden , hiçbir ücret ve menfaat fırsatçılığı yapmayan
omuzlarında kürekleri başlarında kasketleri ile bu iki insan , akşam önü dağ
yolunun sessizliği vaktinde bana nasıl yardım etmişlerdi ? ve o saatte hiç geçmeyecek
bir kamyonun geçmesi…kendime geldikçe başıma gelenleri olanları hatırlıyor daha
çok heyecanlanıyorum bir yandan ey Rabb’im bu kurtulamaz kazadan beni çekip
çıkaracak hangi amellerim vardı , ah razı olduğun kullarından biri miydim ben ,
Rabb’im sen alemlerin Rabb’i olarak her şeye gücü yetensin, sana hamd ederim ,
gözlerimdeki yaşları kurularken aklıma bir ayet geliyor : ‘’. “…önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu
koruyan takipçiler (melekler) vardır.” (Ra’d / 11) .
Mustafa
kaya
09.10.2020