Otuz yıl geriye niye giderim sanırsınız
Hem de her adımda bir kilometre
Hem de davetsiz
Sıvası dökülmüş sıla hasretimi
Hayır hayır
Hem de sık sık giderim
Bir ayağım mazide bir ayağım mezarda
Çenedi ayrılır zamanın
Hem sanmayın ki her gittiğimde
Makinist sevdamızı gök kubbeye serer
Onunla yazlık sinema da çekirdek kırarız
Sanmayın ki kırık bir masada
Arkasından gitmeyi unutmuş şaşkın ela gözlerine bakarım
Ona cep defterimden sararmış düşlerimi okurum
İçimde yaşlanmış sözlerden
Hayatım aşkım canımın içi derim
Ellerini tutarım
Utanıp yanakları pembeleşir
Sanmayın ki hayal bahçemizde ki
Dalbastı kirazdan can eriğinden avuç avuç toplar
Daha yıkamadan ona yediririm
Aynı eskiden olduğu gibi
Hasretimin çatlağından sızan kokusunu
Kuru ekmeğime katık etmek yerine
Hemen
Uzaktan ama sadece uzaktan
Acısı çivilenmiş gözlerimle
Onu görmek için
Kilometre kilometre gider
Santim santim geri dönerim