Yazma tutkumun vazgeçilmezliği…
Soyut bir dünyayı okunur ve kalıcı
kılmak artı…
Bir martının kanatlarındaki rüzgarın
hızıyla ve evrenin nefesiyle buluşmak…
Soyutlandığım sayısız grup ve
yenilginin ardından içine düştüğüm bu büyük aşk…
Zarif.
Nüktedan.
Sadece kendime kızgın ve öfkeli.
Evreni sayıklarken, aşkı anarken ve
sevmeye doyamadığım üstelik kimliği, yaşı, ırkı, cinsiyetinin, makamının,
yaşadığı hayatın asla önem arz etmediği…
Ama her nasılsa kendini yalnız, aciz
hisseden kimse içime sokmak istediğim…
Bir çocuğun başını okşamak usulca ve
onu incitmeden sevmek.
Görünürde olan her şeyin yalan
olduğunu bilip güzel bir dünya inşa etmenin bende yarattığı coşku üstüne üstük
bunun neredeyse imkânsız olduğu ama gözlerim açık/kapalı gördüğüm rüya en çok
kendimle çeliştiğim en çok kendimle olan derdimde ve aştığım ve de aşamadığım
binlerce problemde güvenli bir kabine girip arkamı da dayadım ki o vazgeçilmez
koltuğuma…
Sevgili okuyucum: her nerede isen ve
her kimsen ve söylemediklerin ve benim söylediklerim…
Sevgili okuyucum, söylediğin ne ise
ve benim söyleyemediklerim…
Şu an rüzgârın ritmini duyuyorum ve
sağanak başlayacak büyük ihtimalle ilerleyen saatlerde ve sanırım İstanbul yine
yağmura teslim olacak ve ben mumu üfleyeceğim mevsimin ilk yağmurunu ve umudun
doğuşunu kutlayacağım…
Sevgili okuyucum biliyorum ki sen de
merak ediyorsun aslında benim neyi merak ettiğimi bilmen adına da değil tüm
gayretim sadece anlatmak istiyorum ve seni o kadar çok kendim gibi bilip
seviyorum ki…
Hayatımda inip çıktığım basamaklar,
kovulduğum kapılar ve benim kapımdan kovduğum gölgeler asla içeri almadığım…
Sözcüklerimi yabana atma gerçi ben
bir ömür kendimi yabana attım ki…
Yaftalar, sevgili okuyucum: senin,
benim ve kimse maruz kaldığı haksızlıklar yaşadığı hayal kırıkları ve nice
ihanet nice yalana maruz kalıp aldatıldığı…
Senin aldatmadığın, sevgili okuyucum
belki de senin kendini kandırdığın tıpkı benim de bir ömür yaptığım ve
insanları kandırmamak adına kendimle cebelleştiğim ve sınırlarımı zorladığım ve
limit aşımı nihayetinde özelime yapılan saldırı ve adımla sanımla neyin
uğraşısını veriyorsam asla ve asla hak etmediğim yalanlar, hakaretler ve
uğradığım iftiralar…
Öncem.
Anımda yaşadığım.
Ve yarınlar.
Yâd ettiğim tüm sevdiklerim ve
yarenlik ettiğim güzel insanlar belki de asla sahibi olamayacağım bir
mutluluğun peşine düşmüşken.
Yalansa söylediğim sadece kendime bu
yüzden söylenen tüm yalanları gerçek bilip sonuna kadar inandığım…
Sıfatlarım, canım okuyucum:
Evlat, yeğen, abla, öğretmen,
öğrenci, bankacı nihayetinde sayısız insanın fikir birliği edip hiçliğime kani
oldukları.
Ki ben zaten bunun bilincindeyim
aslında her birimiz hem evrenin en akıllı canlısı hem de aciz birer fani iken…
Yaşatamadığım ve yaşayamadığım.
İmkânsa addedilen kazandığım parayı
umursamadan altına imzamı attığım sayısız istifa dilekçesi…
Mesleğim.
Mesleğimi öldürenler ve hayallerimi…
Ve yeni mesleklere yelken açtığım ve
bunu uğruna yeniden eğitimini almak adına döndüğüm amfiler…
Bir akademisyen olma hayalimi
çalanlar.
Kimlik derdinde değilken kimliğimi
boykot edenler…
Ardından uzun çok uzun bir süre elimi
eteğimi çekmişken hayattan.
Dahası da var ve bunu söylemeden
geçmeyeceğim:
Sayısız maddi sorun ve açılım aile
düzenimizi sarsan ardından annemin yorgun kalbi tüm olan bunca haksızlığa ve
sıkıntıya dayanamayıp bir ay içinde dört kez kalp krizi geçirip uzun süre yaşam
mücadelesi verirken…
Ve ben verdiğim molalarla yazarak hem
dertlerimi azaltmak hem de okuyucu ile aramda olan bağı geliştirmenin verdiği
huzur ve ümit ile dayanmaya çalıştığım çok zor bir hayat.
Dahası da var ama bu asla kendimi
sana acındırmak amacı gütmediğim sadece tüm samimiyetimle sana açılmak
istediğim.
Dahasını boş ver sevgili okuyucum
çünkü dünde kaldı zaten ben yazmadan duramam bu anlamda bir şekilde çorap
söküğü gibi gelecektir de…
Ve an itibari ile ki bunu sana
söylemek zor çünkü ailevi sorunlar ve eklenen sıkıntılar derken…
Önemsizim belki de.
Ama önem arz eden: sana olan
ihtiyacım ve sana duyduğum inanç ve güven kendimden önce hatta.
Sen de bana güven çünkü ben bir
ömürlük sermayem ile aklımı ve yüreğimi harmanlayıp büyük bir sevgi ile emek
veriyorum ve bil ki; bunca yazı ya da yazdığım şiir ve her neyse asla kolay
şartlarda olgunlaşmıyor ve yaşadığım tüm sıkıntıları en azından yazdığım
kısıtlı zaman diliminde göz ardı edip sana sığınıyorum.
Yazmama vesile olan çok şey var ve
ansızın fark ettim ki; benim de bir kalemim varmış ve işte yüreğimin kalesini
fetheden de bu kalem oldu ve eklemem gereken şu ki; bana inanan üstelik ilk
günden beri desteğini çekmeyen değerli hocama, değerli hocalarıma ve desteğini
benden esirgemeyen sana teşekkür ediyorum.
Yazarken tüm içtenliğimle…
Ötesinde bir ömür haysiyetimle,
alnımın akıyla ve namusumla edebimle yaşamışken özel hayatımı hem dokunulmaz ve
güvenli bir liman bildiğim ve kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadan ve bazen
kanıksanan dedikodu, kötülük ve karalama işlerinden asla haz etmedim ve böyle
insanlardan uzak durdum.
Yazdığım sayısız platform ve çok
değerli hocalarım ve yorumları ve müspet/menfi tüm eleştiriler, bil ki bunları
hep kale aldım çünkü yazmam çok ciddi bir eylem ve asla laf olsun diye yazmazken
ötesinde laf olsun diye yaşamadığım bir ömürde ektiklerimi biçiyorum.
Sahiplendiğim her şey ve bana
atfedilen vazifeler gerek çocukluğumdan beri gerek özel hayatımda ve insan
ilişkilerinde illa ki ciddi bir duruşum oldu kimine göre soğuk gel gör ki kendimi
ve ailemi korumaktan öte bir kaygım asla olmadı buna rağmen bir ömür başıma
gelmeyen şey kalmadı en azından içine girdiği kozamda olsam bile bunu imha
etmek isteyenler oldu ve hala maruzum da sayısız sıkıntıya.
Sevgili okuyucum, varlığın her şeyden
öte çünkü sana inanmak ve seni utandırmamak ve hayal kırıklığı yaşatmamak adına
yazdığım bunca zaman illa ki kendimi geliştirmeye önem verdim.
Öncemde de bu hep böyleydi gerek
eğitim hayatımda gerek çalıştığım dönem ve kendimi disipline etmek ve kimseyi
yanıltmamak adına hayatı ve insanları öylesine ciddiye aldım ve değer verdim
ki…
Sen, sevgili okuyucum, benim için o
kadar değerlisin ki en azından yazdıklarımı okurken biliyorum ki objektif
davranıyorsun ve işte ikimiz de ortak paydada buluşuyoruz çünkü edebiyat çünkü
sevgi çünkü edebiyat ve sevgi ikimizin kesiştiği zemin.
Sen okurken ve ben yazarken seni illa
ki düşündüğüm bu anlamda sana duyduğum saygının bana da bulaştığı ve kendimle
olan tüm derdimde ve hayat beni inanılmaz yorarken biliyorum ki sen de benim
gibisin ve asla ön yargın yok çünkü sen de ben de edebiyat uğruna düştük bu
yola derken yolumuz kesişti.
Gözlerim açık kapalı gördüğüm bu
rüyaya Rabbim sayesinde ulaştım ve işte şimdi sen de ben de aynı rüyayı
görüyoruz çünkü edebiyat da hayatın ta kendisi…
Bazen hayal gücüm bazen gerçekler
bazen hayallerim ve yanılgılarım ama benim sermayen ruhum ve yüreğim ve hayat
ve işte açtığım tüm parantezleri seninle beraber dolduruyoruz.
Yoluma çıkan güçlükler sanma ki kolay
hele ki yazmaya başladıktan sonra katlanarak arttı ama ben güçlüyüm
addedilenden de çok öte ve bir ömür ne çok savaştan sağ çıktım elbet hayatımda
tek yaptığım zulmü kendime sunmuşken ve eğer ki sağ ve de ayaktaysam bil ki bunu
inancımla, sevgimle, umudumla ve sarf ettiğim çaba ve emekle aştım.
Hele ki senle el ele vermişken şunu
da unutma ki; yazmak istediğim çok şey var dilediğince oku ve eleştir beni ama
seninle olan yol arkadaşlığımızda biliyorum ki bir ömür kaybettiklerimin
karşılığıdır bu karşılıklı yaşadığımız ilişki.
Nice hikâye ve şiir ve makale belki
de bir roman ve nicesi.
Hayallerimi senle bölüşmeyi seviyorum
ve senin varlığını seviyorum ve bu sayede kendimle olan mücadelemde yol kat
ediyorum.
Senin de hayat ile olan mücadelende
biliyorum ki kaygıların var ve hayallerin ve nice kaybın ama mademki insanız
işte bu da bizim ortak kazancımız.
Seni seviyorum sana sormadan zaten
bir ömür hep bu duyguyu yaşadım ve severken asla ve asla kimsenin iznini
almadım üstüne üstük bir karşılık da beklemeden sevdim ben insanları bir ömür
bu yüzden kendimi sevmeye ancak sıra geldi ve bunun için yazmalıyım üstelik sen
en iyisini hak ederken…