TESELLİ OLSUN DİYE KUL FİKRETE DERİM Kİ
Uğra Karahayıt’a tesellidir kaplıca
Konya’dan döner iken Denizli’den sapınca
Rengarenk ol taşlarım morartmıştır atınca
Teselli olur Hocam gevşetir sıcak hâlı
Bol buhar ile kükürt yumuşatır hem kâlı
Erol Hocam ayrı der pembe pembe taşları
Sami Hoca kabuldür bekler harem kuşları
Mehmet Fikrete değer hepsinin de başları
Bir elham üç kulfuyla olur duan teselli
Duaya kalmış işin bu durumda besbelli
Belki de ders çıkarır etmezsin çöpçatanlık
Sami memnun halinden belki kandı bir anlık
Üç beş boyalı resim olur mu hiç hayranlık
Olmaz ise üzülme yap sen oya danteli
Dinmez ise hararet gerilmesin bam teli
Olsun be Mehmet abi açılır başka satı'
Belki nesir yazarsın bazen yakar ağıtı
Ah ne ettim ben diye ağlatırsın kağıdı
Hicivlerin tüy olup uçsa da mana yeli
Kıyamet kopar sanma hicvin düştü düşeli
Yönetime bildircem vururlar abalıya
Senden yana say beni çatarım sopalıya
Şitt, sus; Gökdeniz hocam söyleme Urfalıya!
Pembe oldu cümleler taş üstüne taş seli
İmdada yetişemez Taptuk Emre teselli
Ay sustu da dilinde bir tutam mecal kaldı
Bir de çiğ köfte içün elinde celal kaldı
Dilinde fısıltıyla türküde hecal kaldı
Olsun be Fikret hocam değsin kalanın eli
Sar bir tütün efkârlı rüzgar böyle eseli
Şimdi diyeceksin ki topunuza ben çokum
Mısraları biledim yaydan çıkacak okum
Kapat gözünü Kadir geliyor boranda kum
Demeden iki düşün bir söyle Allah kulu
Taşlarım çok ağırdır kalmasın gözün sulu
Demeden geçemicem gitmesin sakın güme
Mürüvveti Hocamın geleceğiz düğüne
Bir teselli olur ki davul zurna güm güme
Tarafıdır kul Fikret hicivlerin ezeli
Nasibi varsa Sami bulur dünya güzeli