YÜREK KUMBARASI
Mâzinin sızısı var kalbimin yarasında
Bir ömür böyle geçti, kaşla göz arasında
Elâlem tomar tomar para biriktirirken...
Gözyaşı biriktirdim yürek kumbarasında
GELDİ GEÇTİ
ÖMRÜMÜZ
Geldi geçti ömrümüz; yazık, kâm alamadık
Herkes bir yana çekti, kendimiz olamadık
Sürekli erteledik öz arzularımızı
Her şeye vakit bulduk, sevmeye bulamadık
MAS/KARA
Karanlığın çocuğu, her yanın kara senin
Kalbin derin bir kuyu, vicdanın yara
senin
Bukalemun misali her gün rengin değişir
Ne kuşsun ne de deve, yüzün maskara
senin
HAVF VE RECÂ
Belâda saklı sabrı, yoklukta var'ı
gördüm
Havf ve recâ arası, kışta baharı gördüm
Gönül gözüyle baktım yaratılan ne varsa
Zifiri bir gecede şükür neharı gördüm
ESKİ FOTOĞRAFLAR
Mâzinin nabzı atar eski fotoğraflarda
Uykularımı böler yüreğin tınıları
Ne hayatlar saklıdır küf kokulu raflarda
Gizli bir el geceden devşirir anıları
ÖMÜR AĞACI
Odur elinde kalan, bugün dünden güzeldir
Dün, ömür ağacından kopuvermiş gazeldir
Köprülerin altından bir kez geçer her
damla
Yoktur vaktin tekrarı, her ân'ımız
özeldir.
M.
NİHAT MALKOÇ