Her düşün öyküsü ayrı yazılırdı
aslında saatin akrebi ve yelkovanı bile ayrı düşmüşken birbirinden, sefil bir
şiirin gölgesine sığınıp da haykıracaktım ve feryat figan içine düşülesi her
aşkın tuzağına tutuklu bir ferman olmaktan mı ödün verecektim? Bu yüzden önce
sevdim sonra sustum ve yazdım ve herkes beni yasta bildi oysaki niyazımdı
sevmek ve yazmak en sonunda kendime ulaştığım sefil mabedin de çıkış kapısında
bekliyordu beni kalem ve felek…
Uzamında göğün konduğum bir durak
Her rahmete odaklı bir asalet
Suskunluğun nazarında
Pekişen sözcüklerle pişen ruhum
Aslında hem ham hem de nazlıydım bir
ömür.
Solumda saklı bilinmez ve keramet
Sağdıcı elbet sağ ayağım ve Besmele
Bir de firar edemediğim hazan bahçesi
Hüsrana sırılsıklam âşık bir fani
Beylik cümleler de değildi hani tek mazereti.
Bir komplimandı buluta dayalı başım
Bir isyandı dünde kalan tövbemin
mimarı
Töhmet altında mı kaldığım?
Ne olurdu ki beni bildikten sonra
Rabbim?
Azıcık çamurla da siyahlaşmadı tenim
ve tinim
Titrimse hoş görü bazen sitem
Azıcık da huysuz neferiyim bilinmezin
Bilindik hiçbir söyleme de denk
düşmediğim
Ta ezelden.
Rütbem kayıtlıdır dünümde
Hem askeriyim yerin göğün
Hem de nöbete durduğum gün ve gece
Sahi, neyin ihbarıdır buncası?
Sözcükler kasvetli bohçamdan
Firar eden derdim tasam
Yine de mutluluk geçer içimden
Ne zamanki çapkın rüzgâr yalasa
yüzümü
Alnımın akında açan bir çiçek belki
de nilüfer
Gel gör ki;
Yediverenlere ulaşmak kalemin muradı.
Öyküm ve ölü günlüğüm
İşte yeniden doğdum:
Şiire gömüldüğüm
Her vakit dirildiğim
Diri bilinen aslında içimdeki
coşkunun öznesi
Dirhem dirhem inşa ettim ben bunca
şiiri
Şiirden öte sarmalında hidayetin
Şiirler tüttüren bir baca gibi
Kapıdan kovduğum her imge
Düşerken başıma bacadan
Belki İstanbul’un neferidir yürekte
saklı gizem
Aşkın endamında eteğimden dökülen.
Hoyrattır rüzgâr bir de fıtratım
Gülmekten zarar gelmez elbet lakin
Sönmez de içimdeki ateşin efkârı
Belki de bu yüzdendir yarına ve umuda
duyduğum
Özlem.
En basitinden saydığım sondan başa
Hala başlayamadığım bir masaldan
Firar eden kayıp öznem.
Miladı, devinen ve delen her acı
Kaybolan mazinin sağdıcı
Bunca düşün melankolisine yağar da
yağarım
Göklere yerlere sığmaz da
Şiirlere banarım hüsranı
Söner ya da sönmez bu coşku
Gel gör ki bilinmez yarının ufku
Devasa bir rahmette saklı
İcat ettiğim sefil içimdeki düzen
Yâd ettiğim dün ve her öğreti
Neşeli bir semazen gibi dönendiğim
Her acıdan bile pay çıkarıp
olabiliyorsam mutlu.
Varsın tefe koysun beni tüm evren
Lakin hep de sırdaşım Rabbime sadık
bir nefer
Layığı ile yaşamak ve sevmekle
iştigal
Azıcık da aklı evvel bir nazarla
Tutuşan eteklerim
Tavaf ettiğim bunca duygu ve mevsim
Savrulan bir yapraktan da kimseye
gelmez zarar
Miadı dolana kadar ömrün
Mizacıma yatkın her şiirde saklıdır hikâyem.