Üstelik mevsimin teni ne renktir,
demeyi çözemediğim bir o kadar balta girmemiş duygulardır aşkın meşrebi en çok
da öykündüğüm mucizeler ve asil bir ölüm öncesi düş meclisinden onay geçmesini
beklediğim mektepli düşlerim ve ben hala lisedeki o kız çocuğuyum sözcükleri
nazenin ve kıyamet öncesi kucakladığım kendime olan özlemimi hala gideremediğim
ve boş yere de yazmadan geçemediğim bir öykünün ön provasıdır şiir…
Yine de alt yazı geçtiğim günü
binlerce nesil tehir ettiğim demek ki milattan önce doğdum ben ve hala miladımı
tayin edemedim ama öykümü dillendirmeye başladım usul usul ve kimse de uyuya
kaldığımı sanmasın hani belki de erken bir ölümdür geçiştirdiğim ve binlerce
sene yaşamanın arzusu üstelik katlanan acılardan da aldığım keyif ile akla
zarar bir hüzündür beni yola koyan bense yola koyamazken düşlerimi üstelik her
biri o kadar izafi iken…
Mahzun bir gülüşün tanrısıydı vicdan
Bazen gagaladığı kırıntılara bedel
ödeyen
Ölü bir kuş gibi
Yüreğimde çırpınan kanatlarından
Alamadığım gözümü ve ısrarla yazarken
öykümü…
Bir mektup postaladığım yeni seneye
Düş kırıklarının ihya ettiği bir
portre belki de
Sivrilen duygularıma çaldığım o siren
sesi
Göz ucuyla değil
Kuş bakışı yudumladığım hayat ve
meali
İklimlerden neydi sahi?
Üstelik kış güneşini de hiç sevemedim
Ne güneşi ne yazı
Ama mutluluğun da dümenini kırmışken
yağmura ve aşka:
O izafi duygu restleşen içimdeki
sefil yetimle
Babamın dağ
Annemin ağ olduğu
İnsanlara sunduğum yüreğin de tekeli
bende
Hali hazırda uçuşan kanatlarım
Ölü bir recim gibi…
İhya edilesi mevsimin de tapusu mu
saklıydı dilimlenen
Acılarıma kat çıkan İlahi bir sesle
İrkildiğim ve korkmadan yaşamanın da
özetidir hani
Yazdığım her şiirde saklı vasiyetimi
Güncellediğim
Hele ki ömür törpüsü o gülüşler ve
kaçışlar
Sevdalı semazenin eteklerinde saklı
gözyaşım
Dinginliğe duyduğum özlem ise
tartışılır
Bir imge kadar kaskatı
Aşk kadar pervasız
Sözcükler iken duası kalemin
Ve o aşk yüklü meşrebi evrenin.
Kaydım kuytum yokmuş meğer
Ne kimlik numaram ne de lekesiz sicilim
Sözcüklerden diktiğim bir gökyüzü
İçimde saklı güneşi ve aşkı
Yerleştirdim mi en tepeye
İhya edilesi bir sözcük
Bir gülümsemenin tadına daha vakıf
olurken
Rengi kayıp bir nota
Uçuşu kayık bir zeminde
Yüreğin okuduğu martavallara kendi
bile inanan.