Mevsimi karışladım sessizce: sözcüklerin sağanağına teslim olan gün bitimiydi sevi dilinde bir şiire bürünen gözlerim ve özlem yüklüydü içimin tarhında dolunaya maruz bir gök kuşağının kucak açtığı ve sırlarımdan dokudum geceyi, genzinde saklı bir hıçkırık, gem vurulmuş duygulardan çıkıp da yola varamadığım mantıklı bir çözüm arayışı elbet ihya edilesi bir sessizlikti kucakladığım göz pınarlarımda saklanan üç beş damla neydi ki…

 

 

 

 

 

 

 

Avuntu bildiğimdi tebessüm ehli çehresi gök kubbenin.

Kanatlarımda şeritler

Sözcük dağlarına tırmanmak isterken

Cebimden düşen cebbar imgeler.

Bir avuçtu neşe

Bir de idrak edemediğim hüzün ertesi

Varlığımda saklı sorular

Uçuşan aklımda sarıdan bir ay çiçeği

Hüküm verense evren

Kaderin sisinde sayıkladığımdan öte

Sinen yüreğimde bir çocuk saklıydı

Ellerinde horoz şekeri

Bense gıybet öncesi tıkamıştım kulaklarımı

Hüzün tezgâhında yalnızlığım

Sayamadığım kadar yıldız takılan peşime…

 

Ah, leylim.

Ah, efkârımda saklı yetilerim

Yetemediğim şunca insan

Bense yatır meziyetinde gidip geliyordum

Yerle gök arası bilinmez bir rakımdı sarmalı

Mevsimin

Semazen yüreğimin eteklerinde gezinen

Gaipten gelen bir coşku

Açık ara farkla sustuğum

Endamlı göğün efkârına sızdığım

Mevsimdi nöbet değiştiren

Acılarımdı korkuyla nöbet geçiren

Bir avazda doğacaktım madem yeniden…

 

Ufkun minvalinde

Geviş getiren kuşlara öykündüm

Hicvinde ömrün

Dün bildiğimse henüz üç beş saat öncesi

Günü kovduğum kapıdan

Gecede saklı rivayet

Sokulmuşken koynuma

Beynamaz bir gölge çemkirirken yerli yersiz

Duvağı yırtık bir gelindi belki de kaçışan

Eteklerine basıp da kaybolması an meselesi.

 

Gözlerim açık gördüğüm bir rüya

İndinde hüznün

Mekânı olmadığı için riya

Cennet öncesi beklemedeydim

Dünyadan sonsuza kadar kaçmak

Layığıyla yaşadığıma binaen

Sadece Rabbime koşmak.

 

Konmazken bir tek damla çehreme

Oysaki sağanağın ta kendisiydim

İçimde acının hicreti

Meramımsa varla yok arası

Geçenini hikmeti

Ve soldu o ay çiçeği

Soluduğum havadan ayrı düşecektim madem

Saldım kendimi boşluğa

Tutansa beni cennetten uzanan bir el

Meleklerin rüzgârında teselli buldum

Mademki tecelli edendi kaderin yüzü suyu hürmetine

Savurduğum gözyaşı ile sınandığım dünya gözüyle

Ve işte durulmuştum

Donmuş gözlerimde açan çiçekler

Layığımı bulmuştum nihayetinde

Sancağıma ve Rabbime sadık

Yüreğimle tünediğim cennet bahçesinde…

 


( Cennetten Uzanan Bir El... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 10.06.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.