‘’Yıldızlar eskidirler
Yıldızlar çipil çipil gözleriyle
bizimdir
Biz böyle onlarla birlikte yaşarız
Onlar bizi bilirler
Söylenecek bir çift sözümüz vardır…’’(Alıntı)
Düş yangınları, azizim
Hani içine düşülesi bir girdap
Maviden uludur dağlar
Körelen günde saklıdır muhtevası hem
Eziyet bildiğin de değil asla
Bilakis düş cesetleriyle saklı ömrün
bilmem kaçıncı pervazı…
Islıklar bizi yıldızlar
Hele ki yeryüzünde yaşayan bir
yıldızsan, azizim
Yıldızlar çakar gözümde
Yarenlik eden bulutların efkârı
Bazen is doludur ufuk
Sihirli bir dokunuş adeta üzerine
konduğum yanık bulut
Ezelden beridir benim hem kâh yerde
saklı hicran
Kâh gökte okşanası elem ve özlem
Başım ve sırtım ne eğik
Doğru bildiğimi ettim de ömrü katık.
Bir enkaz kimi zaman dünde kalan
Bir yalnız şarkı ki yıldızların
Altında tüten ruhtaki sessiz figan
İnancın büyüsü ile yaşardığım
yeşerdiğim
Bazen bir imla hatası iken insan
Ah, kendimle bir uzlaşıp bir yandığım
Yakardığım sadece Rabbime
Mademki bir yıldızım doğduğum gün
itibari ile
Hani göğün telaffuzu iken yanıp sönen
gözlerim…
Ferinde mi saklıyım yoksa evrenin
Sevgiyle içli dışlı bir özlem benimki,
Hem yerde hem gökte saklıdır da
niyazım
Nazımda tutuklu sevdalı rüzgârım
Nasıl de serinletir yüreğimi.
Ne kibirdir giyindiğim ne de kahır yüklüdür
içim
Kaderime razı
Kederime dahi dayanaklı
Pervasız bir ömür de değil hem
kucakladığım
Açarım ve solarım yerde
Bir yanıp bir sönerim gökte
Adınla yaşa diyen kimse
Başım gözüm üstüne yazgım
Bir çiçekse içimdeki cennet bahçesi
Bir yıldız kümesi iken içinde
gezindiğim.
Ah, azizim bir yerdeyim bir gökte
Çiçek sıfatımla dokunmaksa her yüreğe
Göğün nazarında kayar da giderim her
dilek vakti
Dualarım her ezanda
İçim dışım bir madem
Sarmalında umudun,
Kayrasına
Saklandığım kaderin nazenin sesiyim