Düşlerimi tatil ettiğim günün
ertesinde düştü yolum size sanırım gözümden düşen yaşları silme telaşında iken
günlerdir kalemimle ve kendimle olan savaşımda tüm dünyanın sonsuzluğa kadar
gözünden düştüğüme kani idim.
Dündeki kimliğim.
Anda saklı haletiruhiyem.
Ve devre arası verdiğim döngüdeki
molaları sonsuzluğa teslimiyet olarak algıladığım derken son kitabınızı hevesle
okumak adına bir açıp da ilk sayfayı…
Hayal kırıklığına uğradığım kaçıncı
kitabınız olduğunu aklımda saklı tutmasam bile doğaüstü bir güç bana o an emir
verdi:
‘’Yazdığı tüm kitapları edin, Gülüm.’’
Elimdeki kitap listesi sizin adınızın
kayıtlı olduğu işin ilginci birçoğu da kitaplığımda mevcut iken lakin hangi
kitaplığın kaçıncı rafında bulamadığım.
Yine de öykünmüştüm bir kez
kaleminize ve popüler bir yazar ve seçkin bir insan olduğunuzu da alt
belleğimde muhafaza ederken.
İşin kötüsü internetten en son
sipariş verdiğimde bilmediğim bir alışveriş sitesinden oldukça yüklü bir
meblağı iç etmişken adını anmak istemediğim alışveriş sitesi.
Gocunmak da değil hani.
Tamamen kendimi geliştirmek adına
dönem dönem okuduğum seçkin Türk yazarlarının tüm kitaplarını okuma isteğim ve
yakın çevremdekilerin gözünde olmayan paramı çarçur ettiğim.
Lakin konu kitap oldu mu akan suların
durmasın an meselesi akabinde şelaleler ç/ağlarken ve kitap seçerken kendimden
geçtiğim bu arada cüzdanımın da boşaldığı.
Alın teri harcanmış her kitap her
yazı benim için öylesine kutsal ki ve kaleminden feyiz almak adına sayısız
yazarın satırlarında dolaşırken başıma geleni de vurgulamadan geçemeyeceğim:
İyi kötü oturtmuşken tarzımı
öykündüğüm yazarların etkisi altında kalıp kalıplaşmak onların kalemi ile çok
cazip gelmemekte: hem bana hem de okuyucuma ama alt edemediğim bir dürtü
okumanın bende yarattığı o coşku ve gaipten gelen mutluluk.
Kaleminiz her teşrif ettiğinde koşa
koşa geldiğim kitabın beni çağıran o içten ve nazik sesi ve işte kaybolduğumun
da resmi mademki kitabınızı ya da kitapları aşkla kucaklıyorum hatta geçenlerde
gittiğim müdavimi olduğum kitapçı.
Büyük ihtimalle tek müşterisi de
benim zaten akabinde ardı ardına kapanan kitapçılara rahmet okurken umuyorum ki
bu kitapçının da sonu diğerleri gibi olmaz.
Aşkın ta kendisi iken kitap kokusu ve
ben bir öğrenci gibi itina ile incelerken raflardaki kitapları ve yanıma
yaklaşan satış sorumlusu:
‘’Kitaplar kucağınızda iken kitap
seçmeniz sanki zora girmiş gibi gerçi kolayca ayrılacağınızı sanmıyorum ama
dilerseniz şimdilik alayım kitapları kucağınızdan görünen o ki uzun zaman
geçireceksiniz alışveriş esnasında.’’
Gülümsememek mümkün mü? Demek ki tek
ben değilim kitapları uzun zamandır görmediğim bir tanıdık gibi kucaklayan…
Kitapların büyülü dünyası ve
birbirini dilinden ve g/örüntüsünden ve kaleminden tanıyanlar.
Elbet akla zarar kendimi sizinle
kıyaslamak ne de olsa benim yaşım kadar yazarlık deneyiminiz var bu bağlamda
tüm saygımla ve içtenliğimle yazıyorum bu satırlarımı hep de olduğu üzere.
Geniş bir okuyucu kitlesine sahip
popüler sayısız yazar ve şair ve eleştirmen olmadığım kadar da eleştirme hakkım
olduğunu düşünüyorum oldukça fazla kitap okumuş biri olarak ve vurguluyorum da
tek bildiğimin hiçbir şey bilmediğim olduğunu ne de olsa filozofun bu
aforizması ilk günden beri bana ışık tutmakta.
Yoğun bir tempoda yazan güncel bir
yazar olmanız ise beni ilk etapta kitaplarınıza çeken ama kitaplarınızın
ilerleyen sayfalarında beni okumaktan uzak kılan garip bir atmosfer peyda olmuş
olsa da ısrarla kitaplarınızı okumak ve incelemek istiyorum ve halen de
kararsızım kalan kitaplarınızı alıp almama konusunda.
Maddiyat ve maneviyat ve işte
kitaplar ne kadar yüksek bir fiyatla satışa sunulmuş olsa da onlardan aldığım o
manevi tat beni illa ki tüketici konumuna sokmakta bir de o yeni kitabın kokusu
ve parlaklığı yok mu…
Lakin bayağı da haşat ederim okuduğum
kitapları ve biliyorum ki bu amiyane tabir hoş olmadı ama boş olmayan her
kitabı defalarca incelemeye alabilir de insan hele ki altını çize çize okumak
gibisi de yok sanırım öğrenciliğimden kalan bir alışkanlık çok da gıpta
etmişimdir arkadaşlarıma öyle ki okulun son günü bile temizliğini ve
düzgünlüğünü koruyan kitaplarla veda ederlerdi dönemin ve eğitim öğretim
yılının son gününe.
Renklerden mavi bu gün, sevgili
yazarım ve son kitabınızın giriş bölümünde okuduklarım beni hayli kasvetli bir
havaya buyur etti bu bağlamda size geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim ve
kitabınızın ilerleyen sayfaları…
Bir roman diye elime aldığım son
kitabınızın kısa denemelerden ve anı hikâyelerden ibaret olduğunu görünce hayli
hayal kırıklığına uğradığım elbet devamı da var.
Çünkü yoğun tempoda tüm dünyayı
dolaşmış bir yazar olduğunuzu da bu kitap vesilesi ile öğrendim aslında hata
bende ne de olsa bir ömrünü edebiyat vermiş popüler bir yazarın seyahatleri
şaşırtmamalıydı beni.
İçimdeki yazma aşkından size
bahsetmeyeceğim çünkü beni anlama ihtimaliniz çok zayıf ve bunun sayısız nedeni
var, sevgili yazarım.
Sizin bulunduğunuz seviyeye gelmek
benim için nerede ise imkansız hele ki ağır basan sosyal yönünüzle kendimi
kıyasladım mı hayli hayal kırıklığına kapıldım çünkü göz önünde olmak bir
anlamda hayatı da ihlal eden ve o kadar kalabalık bir çevreniz var ki yine
yazar dostlarınızla ve kalabalık ailenizle resmettikleriniz.
Aslında sizinle olan ilk tanışıklığım
bir sohbet programında açıklamalarınız üzerine oldu.
Ne mi demiştiniz?
‘’İlk kitabım ve ilk imza günüm ve
tek gelen annemdi.’’
Sizinle özel bir iletişim kurmuştum o
gün hele ki ilk günden beri destekçim iken annem hele ki en büyük arzusu benim
bir kitaba imza atmam iken…
Korktuğumu söylemeliyim lakin hele ki
bu yoğun temponuz bana hiç mi hiç cazip gelmedi sanırım gözden uzak olmayı
seven kendi halinde yazan biri olarak hayli cesaretim kırıldı ama anneniz iken
ilk kitabınızı imzalayıp da verdiğiniz…
Hele ki ben annemin gözünün içine
bakarken tüm evlatlar gibi belki de bir tık fazla çünkü annemle aramızdaki o
müthiş bağ son birkaç yıl içinde daha da değer kazandı ve büyüdü aslında ben
büyüdüm annemin geçirdiği rahatsızlıklardan sonra nasıl da şükrediyorum Rabbime
bana onu yeniden bağışladığı için.
Sağlık ve ailemiz ve tüm
sevdiklerimiz…
Ötesinde ne tanır ki insan Allah’ın
izniyle?
Son kitabınızı atlaya atlaya okumaya
çalışıyorum ve akla zarar olduğumu bir kere daha vurgulayarak okumadığım diğer
kitaplarınızı da edinmek istiyorum.
Tarzınız.
Hayat görüşünüz.
Kaleminiz ve titriniz.
Bir de çocuklukta sizin gibi
nasiplendiğim bir öykü daha doğrusu piyano çalmayı öğrenmemi isteyen ailemin
vasıtasıyla uzun zamanlar hapsolduğum piyano nöbetleri elbet sizin gibi benim
de kurtuluşum yine piyano öğretmenimin benden ümidi olmadığını söyleyince oldu.
Benzer süreçlerden geçtiğimiz.
Ve zaaflarımız ve sevdiklerimiz…
Sizinle yolumun kesiştiği bir yazıyı
kaleme almama vesile oldu madem…
Karakterlerimiz ve yazma stilimiz
uyuşmasa da sizde çok şey gördüm kendimden bu anlamda bana ayna tuttuğunuz için
teşekkür ederim, sevgili yazarım.
Bilgi ve duygusal titreşimler
öylesine uçsuz bucaksız bir mecra ve oluşum ki bu yüzden her kitap her yazar ve
de her bakış açısı bana yeni yenidünyalar sunmada öncü…
Geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha
iletiyorum, sevgili yazarım ve kaleminiz daim olsun, efendim.
Aklım hala okumadığım kitaplarınızda
ve hayal kırıklığına uğrama ihtimalini bir yana koyarak okumayı öylesine
istiyorum elbet bilinen bir alışveriş sitesinden sipariş vermem gerekliliğinin
de bilincinde.
Kitaplar ve duygular ve dökülen alın
teri asla maddiyatla eşleştirilemez sevgili yazarım ve bin yaşına da gelsem
hala öğrenci ve bilgiye aç ruhumla yaşayıp yazmaya devam edeceğim ve de sevmeye…
Sizi sevebilir miyim diye sormuyorum
çünkü sevmek için bir ömür kimseden izin almadım.
Sevgimle, sevgili yazarım…