Hangi rengin türküsüdür yokluğun ve
hangi vecizede saklıdır unutulmuşluğum?
Yerle yeksan edilmiş gölgemle
Hazan durağında şerit değiştiren rüzgârla
Asılı kaldığım aşkın darağacı
Anmadan adını geçmez iken zaman
Bir mekânda unutulmuş bir çanta gibi
Dikişleri sökük yüreğimin de tek
dileği ah, tek dileği.
Rengimle.
Rakımımla.
Irksız acılarımla.
Meftunu olsam ne ki varlığının?
Bir gülüşün unutulmuş mimiğidir adeta
gölgen
Koynumda saklı bir sekant işte
Ansızın ölüp gitme ihtimalim
Lakin doğumumun müjdecisidir umudum
Hazan mahsulü yorgunluğum ne ki?
Delişmen yüreğime ektiğim her tohum
Bir sözcük ya da hece
Dokunulmazlığımı ilan ettiğim
Şiirin dokusunda seken kuş gibi
Çırpınan gölgeler
Yankısı nasıl da duyulmaz oldu hani
yalnızlığımın.
Hep de olduğu üzere:
Dün ve bu gün ve yarın
Asla icat edilmemiş bir aşktı benimki
İcraatı ne ki hasretin?
Çekilmez bir ağırlık ve de iklim
İkilem yüklü varlığınla derdest
ettiğin
Her yüzde saklı gölgeler
Gölgesini kutsayan suretler
Ve ben onca atıl yüreğe hürmet
etmişken
İhanetin en hasını yaşattım kendime
Elbet beni benden eden
Bedellerse ödenen
Bıçkın yüreğimle sefasını sürdüğüm
onca denklem.
Bakaya kalan bir şiirden de medet
umduğum
Bekası ne ki sevdiğim yarınların?