Yalnız bir ırkın son temsilcisiyim ve boyumu aşan dalgaların tek damlasıdır isyanım belki de itibar etmediğim dünyanın kehanetidir bitimsiz yalnızlığım.

 

 

 

Mazlum bir kuşum ben

Kuşluk vakti uyanan bir hasret

Günü devirip geceyi mesken tutan bir asalet

Taşıdığım yürek,

Taşındığım şehir

Şiirlerin hasretinde

Haset etmediğim tek gerçek…

 

Öykündüğüm sadece kendim,

Beylik de değil sunduğum maruzat

Ne bir iklimim ben

Ne de kibirli bir sevda

Seyyah yüreğimde taşıdığıma delalet

Telaşla sevdiğim saydığım bu yolda baş veren bir filiz illa ki

Aşkın akıbeti sorulur da benden

Mecazi bir firarım

Belki bir bedevi

Belki de belki de esir düştüğüm

Sonsuzluğun ruhu içimde saklı

Elbet sadece aşka ve Mevla’ma kavuşma arzusu

Öncesinde çekmeliyim acı ve ıstırap.

 

Farkım da olmalı hani dünyanın ahvalinden

Sevip saydığım her gün her iklim

Meali özlem ya da hasret

Çıbanbaşı olsa kelli felli acısı hayatın

Kalender meşrep olsam ne ki

Ketum yüreğimde açıp da solarken binlerce çiçek

Çekimser bir gölgeyim belki de kendine uzak

Belki maralı bir hece kaybolduğumda her yakın bildiğim

İçine düşülesi bin bir tuzak.

 

Kör noktası evrenin

Kor hecesi aşkın

Közü mü yoksa ömrün

Kardığım her gün her iklim

Küstüğümse içimde saklı o sıcak:

Hani içimi ısıtan gülüşün

Hani yüreğimi donduran uzaklaştığın

Her anda öldüğüm tek gerçek

Şimdi bilumum heceyi sana adarken

Göğsümde bata çıka ilerleyen tekneyi, sana vardıkça

Elbet tahliye edeceğim tüm yalnızlığı

Hani olur da gece sabaha vardığında.

 

Kaybolan ümidin de beratıdır içimde şakıyan hüzün

Hazanla doluyum ben her iklim

Kimliğimse tek zerre ile ölüme yolcu.

Gönlümde hutbeler

İçimde kalan ukdeler

Bir rivayet ise mutluluk hayata dair

Elbet gün yüzü göreceğim de vaktin birinde ömür

Yettikçe sevmenin de mealidir

İçimde saklı o sefil yabancı.

 

Yandığım her vakit

Altına imzamı attığım bu son akit

Bir şiirden de ötedir özlemim

Bir şair de değil öznem ve kimliğim

Ben sadece firari bir yolcu

Gemisini henüz terk etmemiş kaptan

Varsın kaybolayım ansızın

Varsın yandığım kadar yakayım

Varsın varamadığım o son liman

Olsun bana düşman

Ben ki benden firar etmedikçe.

 

Faili meçhuldür şiirlerimin ve aşkımın

Fiile geçmeyen şu hasretin ve mutluluğun

Tek muhatabı kim bilir nerede konaklamakta?

Yanmaların da meali fıtratımdan firar etti edeli

Yakamozların ç/ağrısı sızlatan içimi

Şiirden de ötesi şiire dökemediğim bu bitimsiz acı

Oysaki sen tektin içimi açtığım ilk ve son yabancı.

 

Elbet uzağındayım

Lakin gönlümün kıyısına vurdun vuralı

Bense sana çoktan vurulmuşken

Belki de yaşayan son tutuklu bu izafi aşka

Şiar edindiğim mevsimin yaprağıyım olsa olsa

Konduğum tek daldın oysa

Ve de hep öyle kalacaksın ben yaşadıkça

Ve yaşattıkça bu aşkı…


( Yaşattıkça Bu Aşkı... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 28.11.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu