SEN
DOLUNAYI SEYRET
Dolunay
var bu gece,
Pırıl
pırıl bir hava
Ve
gökyüzü
Serpiştirilmiş
yıldızlarla bir başka güzel.
Hafif
bir rüzgâr, tatlı ve ılık
Pamuk
gibi bir el edasıyla, okşuyor yüzümü.
Sonra içimden
bir şeylerin koptuğunu hissediyorum,
Mahzunluk
çöküyor üstüme.
Yok
diyorum yok...
Bu sen
değilsin, olamazsın...
Bir anda
yıldızlar sönüyor,
Kara
bulutlar kaplıyor ufkumu
Ve
dolunay,
Saklanıyor
bulutların arkasına.
O ılık
ve Pamuk gibi gelen yel,
Üşüyor
yokluğundan, sonra
Havayı
olduğu kadar, yüreğimi de üşütüyor.
Gözlerimin
feri sönüyor, üşüyorum,
Yakalarını
kaldırıyorum montumun
Yüzümü
saklıyorum yokluğundan,
Ellerimi
ceplerimde ısıtmaya çalışıyorum.
Yok
diyorum, yok...
Bu sen
değilsin, olamazsın...
Sana
nasıl yoksun diyebilirim ki.
Hayatımı
gecemi gündüzümü
İlmek
ilmek varlığınla işlemişken,
Söyler
misin şimdi bu soğuk
rüzgâr, hangi yönden esiyor?
Söyler
misin varlığına yasaklanan yüreğim, neyin diyetini ödüyor?
Bak
diyorum, koskoca dolunayı da gölgeledin ya,
Bütün
yıldızları sanki rüzgârın mumları söndürdüğü gibi söndürdün ya,
Ilık ılık
esen yelleri bile üşütüp hazana çevirdin ya,
Varlığını
yokluğunun ardına sakladın ya...
Aşk
olsun diyorum, Aşk olsun...
Gel bir
güzellik yap,
Hatta
gel de varsın adı delilik olsun,
Kendin
için gel. Benim için gel ve gökyüzüne bak,
Bu gece dolunay
yine senin için parlasın,
Gökyüzü
yıldızlarla süslensin,
Rüzgârın
şarkısını dinle yeniden,
O ılık
ve pamuk gibi elleriyle okşasın yüzünü.
Yıldızların
gülümsediği gözlerinle
SEN
Dolunayı seyret, ben de seni…