Öyle bir şehirsin ki, Gurbete düştüm der vuslat görürsün, Bir yanınla Karadeniz’i, Bir yanınla Anadoluyu düşündürürsün. Yeni gelenler rüya sanır, Düşünmezler ki yok mu sonu, Sen tatlı bir rüyadan da ötedesin, Ey Kastamonu...
Melanet içinde olanın yok, Halkının içi dışı birdir, Kolay kolay düşenin yok, Halkının hepsi pirdir. Misafirlere zorluk yok ikramın boldur, İç şunu, ye bunu, Sen ne kadar da misafirperversin Ey Kastamonu...
Tutup şarkı yazsalar ülkeye, Nakaratı sen olursun, Yazanın yüreğine, Söyleyenin diline derman dokursun. Yazdıkça yazmanın, Söyledikçe söylemenin gelmeyecektir sonu, Sen nice güzel bestelere layıksın Ey Kastamonu...
Toprağına düşenin gönlü rahattır, Geride bıraktıkları etmez ki gam, Pir Şeyh Şa’ban-ı Veli’yle tanışanın ardı Eder mi ki hiç feryat figan. Aktarsam seni dilden dile, Anlatsam Sa’di Çelebi’nin diliyle, İmanı göğüslese yüreğim, Mabed’sin Ey Kastamonu...
( Ey Kastamonu başlıklı yazı Berfe Huseyn tarafından 26.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.