Bayram Hakkında Sizinle Konuşmak İçin Sokaktayız, Röportaj İçin.
-Sayın seyircilerimiz bir bayram
günü yine karşınızdayız, bayram telaşı akraba ziyareti ile meşgul olan
insanımıza bu bayram ne yapacağını sormak için sokaklara sizler için indik. İşte
karşıda bir beyefendi geliyor. Beyefendi biz… Televizyonunda bu bayram ne
yapacağınız hakkında soru sormak için geldik. Bize kendinizi tanıtır mısınız?
-Öncelikle teşekkürler ederim ben
Veysel Şaşkın. Size ironik bir anlatımla konuşayım isterdim lakin bu mümkün
değil, yani gülünecek halimiz çok iken ağlanacak halimizi gülümseyerek
anlatamam. Şöyle bir söz var bilmem bilir misiniz?” İdam mangası üzerine
tüfeklerini doğrultmuşken son isteğiniz var mı diye sorulunca idam edilecek
insana, onun verdiği cevap ne kadar düşündürücü değil mi? Cevabı ise
"evet, kurşungeçirmez bir yelek" istiyorum. Bilmem biliyor musunuz? “Portakalın
yarısı diğer yarısı ile sıkılıyor. İşte bu nedenle bizi bir portakal gibi
sıkmak için pandemiyi sonrasında kurları bahane ederek sanki kurlar bizim için
çok önemliymiş gibi, ikisinin arasına pahalılığı ekleyerek bir limon gibi
sıkarak pestilimizi çıkarıyorlar. Bunu küresel güçlerin bir oyunu olduğunu
biliyoruz ve elimizde onların oyununu yenmek için şu an elimizde kartlar olmasa
da bu bir oyun olsa da onları yeneceğiz buna inanıyorum. Diyelim onlar dış
güçler peki biz içimizde onlardan daha vicdansız olanlara ne diyeceğiz. Mesela
bayram ayın ikisine, pazartesine denk geldi özel sektörde ayın beşinde maaş
alanlara maaşları verildi mi? Hayır verilmedi! Bayram öncesinde milyarlarca
para kazanan mağazalar neden çalışanına maaşın birkaç gün önceden bayram
diyerek ödemedi? Yani kendisi kazandı bayram yapacak çalışanları maaş almayarak
perişan halde kalacak, bu Allahtan kuluna verilmiş bir özellik mi? Hayır! Öyle
ise ne yapmak gerek, önce içimizdeki vicdanını para ile değiştirenleri,
ülkemizden sürgün ederek gerçek bayramı vicdanı merhameti olan insanlarla
bayram yapacağız yoksa bayram gelmiş, Ramazan gelmiş oruç tutulmuş boşuna,
vicdanını üç kuruşa satmışlarla ne Ramazan ramazan olur ne bayram bayram olur. Bunlar
beni öylesine sarstı ki, tek yapmam gereken vicdanı üç kuruşa satanların, koştukları
merhametsizliğe götüren o koşu çizginin yanlış çizgisini değiştirerek silmek, yönünü
vicdana merhamet çevirmek olacak bu da tek başına mümkün olmuyor.
-Teşekkürler ediyorum. Sizde
duydunuz vatandaşın halini. Nedense insan olarak duygularımız hislerimiz
karşılıklı değil! Bunca pahalılığa neden olan açgözlülerin dersini vermek
gerekir. Umarım üzerimize
merhametle dolu olan aşk yağar. Dışarıda bir sürü kuru içi boş sadece paraya
önem veren insanlar var. Üzülerek söylemek zorundayım ki kullandığımız cep telefonumun pili bile içimizdeki
merhametini kaybetmiş bazı insanların sevgisinden daha uzun gidiyor! Yalan
dolandırmak aldatmak neden bizde bu kadar değer görüyor anlamış değilim. Son sözü
bir alıntı ile cevaplayarak noktalamak isterim.” -Bazı insanlar benim tavsiyemi
o kadar çok seviyorlar ki onu kullanmak yerine duvara çerçeveliyorlar. -Gordon
Dickson”
Mehmet Aluç