Bir hayalin ulemasıyım, bayım ve ben şiirin rüzgârına çarpılan bir yarayım, yamalı bedenimden dökülen hücreler ve zerrelerdir zehrimi boşalttığım ve şifası ruhun elbet dualarda gizli.

Contası kayıp ruhumun.

Cakası da yoktur eşkâlimin.

Köpüren denizim ben dünde saklı kaybedilmiş bir coğrafyayım ve hüznüme muhaliftir şehir ve şehir insanı bense isyanımı dizginlerim alın yazımdan aldığım güçle bazense yarı yolda kalıp da göçeceğim düşlerin ruhsatını da üstüme geçirmişken hayat…

Bakaya kalmış sözcükleri derledim toparladım ve bedelli yapacağım ben bundan sonraki ömürlük tutsaklığımı.

Şiarımsa ölgün.

Şiir yazdığımsa yalan.

Şairlerin yüz karası yalnızlığın da kesif coğrafyası.

İhbar ediyorum işte mealimi ve ibraz ediyorum en üst mahkemeye üstün körü yaşamadığım ve yazmadığım kadar körü körüne sevdim ben üstelik bir ömür.

Bir hegemonya ise mazim bir de rutinse sözcüklerim gizemin izinde tütsüler yaktığım tansiyonu ise dinmeyen bir rüzgârdır içime esen ve aşkın şahikası kanatlarımda saklı benim hicretim: düşkünlüğüm varsa yoksa Tanrı’ya ve bir adım sonram bir adımın olmadığı o listede ben hala ‘’burada’’ demenin hayali ile pek de oralı olmadığım sosyal çekincelerimde bireysel anlamda bir tabur asker gibi içimde bir ileri bir geri gidip gelmekteyim.

Rüştünü ispatladığım bir yalnızlıktır beni benden eden.

Bedenen güçlü olsam ne ki ruhumdaki hüzün kırıntıları ile deşer de deşerim içimi.

Siması tanıdık bir mevsimse köşede beni bekleyen ve atıl yüreğimde saklı tüm maruzatı ben sadece Mevla’ma sundum ve aldığım izin ile kor hecelerden kör karanlığa sekmekteyim.

Mahşeri kalabalığın yerini aldığı ıssızlık ve dünün de töhmeti altında yaralı ceylan gibi ürkerek yaşıyorum ve yasıyorum.

Hazanın muadili düşlerim sektiğim ve saçtığım kıvılcımlar elbet hoyrat iklimden doğan bir tevazu ve illa ki ikiletiyorum ben size duyduğum aşkı ve hayranlığı, bayım ve üstüme alıyorum tüm çürük ve muhtevası bozulmuş sözcükleri elbet kalemin dipçiği ile yaralandı yüreğim ve yazmanın ertesi yandığımın da ispatıdır yazdıklarım.

Şehrin girişine konan bir tabelayım ben ve yüreğimin rakımı siliktir sökün ettikçe yağmur ve rüzgâr ben de yüreğim de söküldükçe yerimizden ve şimdi şehirle at başı bir aşka kucak açtık.

Sözcükler ruhun dilemması.

Sökülen dikişlerim ve kanadıkça için için elbet hecelediğim kadar aşkın da yutağında saklı size ve kendime duyduğum özlem.

An itibari ile çok uzağındayım hayatın ve kendimden kaçtığım da gerçeğin ta kendisidir ve sözüm ona yazarak yakaladığımı sandığım ipin kaçan ucu ve bilemedim kördüğüm olduğumu bu denli önceden ve yaza yaza çözüleceğini sandığımın da tam tersi oldu ve işte sessizliğimin infilak ettiği sözcüklerim bense mayın tarlasında yürüyen bir emir eriyim.

İçimin muhtevasında saklı enginlik bir o kadar karanlık.

Aydınlığınsa feri söndü sönecek hatta geçenlerde söndü bile ve dilimin tutulduğu bir günden arda kalandı son yazdıklarım sonra beğenmeyip uzay çöplüğüne attığım yüreğim ve sözcüklerim.

Dilaltı bildiğim bir cümlenin ertesi belki de afili bir kalp krizi ve tıkanan damarlarında kalemin ben hala neyi ispat edeceğimi bilemezken canhıraş haykırıyorum ve elimi uzatıyorum dostlarıma elbet elimden tutan birileri de var lakin ansızın sönüveriyor o ışık ve gözlerimdeki yaş dinmediği gibi kıvılcımlar saçıyorum.

Tükenmiş hayallerim bir de üstüne basıp ezip de geçtiğim ismim.

Tüketilmişliğimle varım ben.

Yalnızlığın kurak lahzasında içine saklandığım o dehlizden kurtulmak adına yazdığım bunca şeyin de biliyorum aslında pek çok insanın gözünde kıymetinin olmadığını.

Kadir kıymet bilenler elbet başımın tacı ve işte yüreğin haresi varlığımın da eksi hanesinde yanıp sönüyor ışıklar.

Bir tercümansa kalem yüreğime…

Kalemin düşkünlüğü de hayallere.

Haraç mezat yaşadığımsa yalan.

Çemkiren karanlığın uzağında bir yıldız olmanın da mealidir göz kırptığım her ıssızlıkta yolunu gözlediğim kimse en çok da siz, sevgili bayım.

Aşkın neşriyatı ise şiirler…

Şairin de yufka yüreğinden dökülenler.

Elbet hazan bohçamdır gece ve içimi açamadığım her günün de diskalifiye olduğu ne de olsa ruhumun ter tercümanıdır sevgi ve yazdıklarım ve yüreğimin kıblesinde saklı o sonsuzluk hissi şimdilerde tökezlediğim kadar yarınlardan da kaygılıyım hani yine de içimi bozmadan yaşamanın bir adım ötesinde başlar benim hayal dünyam ve kalemin g/izini sürdüğüm kadar mutlu ve huzurluyum siz olsanız da olmasanız da…

 


( Çünkü Ben Şiirim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 24.05.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.