Bu şiir, bir çocuğun gerçek hayat hikâyesidir.
2006’da, İstanbul Yenibosna Ata İlköğretim Okulu'nda çalışırken, sabah İstiklâl Marşı töreninde bayılıp yere düşen bir kız öğrencimin, bayılma sebebinin açlık olduğunu öğrendikten sonra, evine yaptığım ziyarette gördüğüm vahşi yoksulluğun yüreğimi yakmasıyla yazdığım bir şiirdir.
12 Eylül Pazartesi günü okullar açılıyor...
Çevrenizdeki Aysun'ları unutmayın lütfen...
Hem ağladım, hem yazdım, hem de okudum...
AŞAĞIDAKİ LİNKTEN DİNLEYEBİLİRSİNİZ
https://www.youtube.com/watch?v=xgMsx7Ys5MI&t=6s


AYSUN...
Dünyalar güzeli bir çocuktu Aysun,
Yaz tatili bitmiş, okullar başlayacaktı
Hüzün yağacak bir bulut gibi,
Elâ gözleri damladı damlayacaktı,
“Baba” dedi,
“Ayakkabılarımın altı delik”
Ay parçası yüzüne bakamadı babası;
“Yağmurlar başlayıncaya kadar alırım”
Diye, mırıldanabildi sadece.
Aradan kocaman iki ay geçmişti,
Üzülmesin diye babası,
Bir daha hatırlatmadı yağmurların başladığını.
Cumhuriyet bayramıydı,
Aysun evi temizliyordu;
“Okula neden gitmedin kızım”
“Bugün ders yok babacığım, bayram var”
“E bayrama gitseydin sen de”
Sustu Aysun, konuşamadı,
Babası görmesin diye ağladığını,
Günlerdir çıkamadığı sokağa çevirdi bakışlarını,
İnci inci yaşlar süzüldü gözlerinden.
Kaç gündür okula gitmiyordu,
Babası sabah işe gidiyor,
Akşam karanlığında dönüyordu,
Sınıf öğretmeni aradı sonunda;
“Kızınız okula gelmiyor”
Erkenden eve geldi adam,
Aysun, dünden kalan çorbayı ısıtıyordu annesine,
Hasta yatan eşine görünmeden,
Usulca mutfaktaki kızının yanına geçti,
Kısık ve yalvaran bir sesle;
“Okula neden gitmiyorsun ciğerpârem?”
Kan kırmızısı iki damla yaş süzüldü
Aysun’un, buğulu bakan gözlerinden,
“Yağmur…”  dedi, gerisini getiremedi.
Ayakları ıslanınca çok üşüyordu,
Üşüdüğüne üzülmüyordu Aysun,
O’nu asıl kahreden, yürüyemeyen, konuşamayan
Felçli annesine bakamamaktı, hastalanınca,
Evdekilere belli etmese de,
Babasının her sabah “işe”  diye,
İş aramaya gittiğini, bulamadığını biliyordu,
Ve, babası üzülmesin diye, susuyordu.
Annesi de duydu babayla kızını,
Gözyaşlarıyla ıslattı yastığını,
Adam, üç kurşunla vurulmuştu,
Kızının kan kırmızısı yaşlarından
Birinci kurşunu gözlerine,
Kendisine acıyan sözlerinden
İkinci kurşunu yüreğine,
Yâri, sevgilisi, biricik eşinin gözyaşlarından
Üçüncü kurşunu gururuna yemişti.
Kan akmıyordu bedeninden,
Lâkin ruhu paramparça olmuştu.
“Kızım” dedi kızına, döndü
“Hayatım” dedi karısına, yere düştü bakışları
“Ben…” dedi, üçüncü kelime takıldı boğazına,
Yüzünü döndü kapıya,
Sarsak adımlarla,
Ruhunu sürükleye sürükleye çıktı sokağa,
Bir daha dönmedi evine,
Dönemedi.
Mazhar Osman’da bir ofis tutmuştu kendine.
Dünyadaki bütün işsizleri işe almıştı,
Çocuklar üşümesin,
Üzülmesin çocuklar
Okula gitsin...
Ağlamasın Aysun’lar,
Aykut’lar ağlamasın, diye.

   #aslanyılmaz#sürgünadam#
( Çocuklar Üşümesin Ağlamasın başlıklı yazı sürgünadam tarafından 2.09.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.