Kaderime karşı geldikçe, yine acıyan ben oluyorum…
Parça parça dökülen umutlarımın elini tutacak sandığım o kadar insan, yine şaşırttı beni… Her başlangıç beni bilmediğim uzak bir kent kıyısında yalnızlığıma sürüklerken, sesini özlediğim annemin sözleri geliyor aklıma… Neden ben bu kadar yalnızlığın içinde kıvrandıkça hüzün yazıyorum…
Her bekleyişin adını umut koydum, ama hiç gelen olmadı… Çalmadı kimse boyaları dökülmüş acılarımın kapısını… Kendime verdiğim sözlerin tarihi henüz dolmamışken, yaktığım resimlerin altında başka kadınların adını yazmışım onca zaman… Kendimi tanımaya çalışırken ne çok yaralar açmışım içimde… Hadi şimdi hepiniz gidin hiçliğiyle avunan yüreğimden…

Kimse siyaha çalan saçlarımın üzerine elini koyup, çocukluğuma bir şeker vermedi… Oysa ne çok isterdim babamın saçlarımı okşamasını… Sahi siz bunu bilir misiniz? Sahi, çocukluğumda ki hayallerimi hanginiz gerçekleştirebilir, elinizi uzatmaya bile acizken… Beni hiçliğimle bir başına bırakın… Alışığım nede olsa, gidenlerin ardından beyaz bir mendil sallamaya…
Kaç aynada daha gördüğüm suretimden uzaklaşacağım, kaç yabancı daha canımı acıtacak… Ölümle içli bir savaştayken kendime yazdığım senaryoların adını da bir kez olsun ben koysam… Doğru ya, siz nerden bileceksiniz iç yakan sıcaklığını acılarımın… Güneşinde ısınmaya çalıştığım şehirlerin kaldırımlarında bıraktığım adımlarımdan bir eser kalmamış… Günahsız değilim… Yaktığım canların acısınıda yaşıyorum içimde… Hadi anne, elimi tut ve götür beni bu karanlığın içinden…

Yazdıkça hüzün düşen kalemimin susmayacağını biliyorum… Susmaya çalışıyorum, sustukça siz susmuyorsunuz… Bırakın bir sonra ki adımda uçurum kenarına getireyim ürkek çocukluğumu… Ben hiç mutlu olmadım ki, size en güzel anılarımı anlatayım… Dudağımda bilmediğim bir şarkıyla kendimi avutmaktan başka bir şey yapamıyorum… Bir gün gelecek… Ama kim…

Yine yeni bir gün… Mevsimi ne kadar bahar olsada… Üşüyorum… Hani diyorum ki, hiç bilmediğim uzak bir kente gitsim… Kimseyi tanımasam orada, seni sizi ya da hepinizi… Ben her gece gittiğim uzak kentlerden gözlerimi açtığımda geri dönüyorum… Bir kez olsun gözlerim hiç açılmasa, orada kalsam, sizin bilmediğiniz o soğuk kentin karanlığında… Yine gidiyorum…

Onca zaman ertelediğim gidişim, hoş geldin, çok özledim seni… (Gri) Sonsuza dek elveda..
( Sonsuza Dek başlıklı yazı ozgur-havuz tarafından 17.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu