Elle tutulan ama gözle görülmeyen o şeyin hakikatliğinde,bir Cuma ertesi sensizliğinde,kimin kimi ne kadar özlediği umurumda değil,özlemlerle yeterince karşı cephedeyim zaten,elimde son kale gözlerin.
Bir zamanlar ön yargılarının kuşatmasında kendini tanıtmaya çalışan acemi çırpınışlarım,ve senin içinde saklandığın o kapalı dehlizlerin,çok yol kat ettim diye avuturken kendimi,bir anda hala o yüce dağının eteklerinde çırpındığımı anlamak, silkeledi benliğimi,yüreğinin hangi yarım adasındayım bilmiyorum,bir ustanın saatlik emeğini,bir sakarın elinin tersi yıkıyor bazen,aslında hayatın gerçekliğinde var, oluşturabilmenin zorluğu,kaybetmenin kolaylığı. Ne kadar irdelersen irdele bir şiirin mısralarında gerçeksin sadece,yakında ki sevgililerin mutluluğu,onlarsın uzaklık çekmemesinden geldiğini farkına varamaman “yakınken kolaydır sevmek” sözcüğünün ne anlama geldiğini bilmemen kadar şaşırtıcı olsa da, hatalar insanların varlığıyla beraber yaratılmıştır.Elinde o demirden ölüm icadı var diye insanları katletmek zorunda değilsin elbette,ama öfkelerin panzehiridir pişmanlık denen sağ duyu,vicdanınla savaşman uzun süre bitmez elbet,gittiğin an kadar basittir unutmak,o adamı yada o kadını…
-hatırlarsın- Sadece güzel anları değil,bütün huysuzlukları özlersin zaman geçince,evvelce söylediğim gibi yani kesilen parmak acımıyor sıcakken hele dur bi yaran soğusun o zaman görürüm arkamdan bakakalan seni. Senin bende pıhtılaşacağını düşünmekte, ne kadar olanaksın duygulara yer verdiğindir,seyir defterime tarih atmadan işlediğimin farkına varman için o atasözünü gerçekleştirmek zorundayım belki , fazla ekmek aptallık yaratsa da , gözlerine düştüğüm günden beri,aklı başında cümle kurabildiğim tek an sana yazdıklarım olduğunu düşünürsek,aşkın geçiçi bir aptallığa sebebiyet vermesi çok ta kötü olmasa gerek,gerçekliğinde şüphe duymadığım tek şey elimi sol tarafıma koyduğumda hissettiğim kanat çırpıntıları,o da elinden düşen ekmek kırıntılarına muhtaç… Ya bırak donsun ya da avucuna al yaşat…
Onur Bolat

( Sabah Aç Karnına Akşam Tok Karnına başlıklı yazı MUĞBER tarafından 17.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu