Binboğa Dağları'na kara dumanlar çöktü
Güneşi tutsak olmuş bir garip şafak söktü
Evlâtların ardından analar kan yaş döktü
Kirpikler tuz bağladı, sel oldu gözyaşımız
Boynun büküktür şimdi sevgili Maraş'ımız!
Enkazların altında yatanımız üşüdü
Hatay, Antep, Maraş'ım; vatanımız üşüdü
Âh sol yanımızdaki atanımız üşüdü
Hüzünlere gark olmuş toprağımız, taşımız
Boynun büküktür şimdi sevgili Maraş'ımız!
Acı ağır geliyor, başlar düşüyor şimdi
Analar tırnağıyla enkaz eşiyor şimdi
Gecenin ayazında canlar üşüyor şimdi
Can kafesinden uçtu, uzaklarda kuşumuz...
Boynun büküktür şimdi sevgili Maraş'ımız!
O simsiyah geceden bugüne bir ân kaldı
Her ne varsa yok oldu, geriye ziyan kaldı
Edeler göç eyledi, Maraş'ım viran kaldı
Bir gece tuz buz oldu nice pembe düşümüz
Boynun büküktür şimdi sevgili Maraş'ımız!
Şimdi enkaz altında hayaller ve umutlar
Acılara dönüşmüş tebessümler ve mutlar
Ahır ve Keş Dağı'na yaş döküyor bulutlar
Hüzünlere gebedir baharımız, kışımız
Boynun büküktür şimdi sevgili Maraş'ımız!
Hüzün trenlerinin katarları uzuyor
Babalar evlâdına şimdi mezar kazıyor
Millet yardımlaşmada yine destan yazıyor
Takatimiz tükendi, yarım kaldı işimiz
Boynun büküktür şimdi sevgili Maraş'ımız!
Hoyrat bir el, kanayan yaraları kaşıyor
Hüzünler sulusepken, kirpiklerden taşıyor
Trabzon Caddesi'nde bir hüzün dolaşıyor
Soframız sofranızdır; ekmeğimiz, aşımız...
Boynun büküktür şimdi sevgili Maraş'ımız!
Maraş'a iğne batsa bize çuvaldız batar
Nice körpe bedenler enkaz altında yatar
Al bayrağın altında kalplerimiz bir atar
Acınız acımızdır, öne eğik başımız
Boynun büküktür şimdi sevgili Maraş'ımız!
M. NİHAT MALKOÇ