her gece ölüyorum
bölük pörçük uykularımda
aç gözbebeklerim...
yarınlar gülmüyor
ki güneş ayağa kalksın
yüzümde...
ümitlerimi asıyorum
sahipsiz bir güvercinin kanatlarına
gökyüzünde yıldız kadar yalnızın ben de
ayaklarım basmasa da yere
basar gibiyim her kıyamet
karanlık yağdırdığında
gövdeme...
kör düğüm düşüncelere
çaresizliğim vurulmuş ceylan
sabır beynimin ücra köşelerinde zonklar
hayatın hep acı yönü kuşatır bizi
asılırken isyanın pençesine kelimeler
omuzlarımda bir şairle yolculuk eder
ve çizilir kurşuni dağ resimle
beynime...
-baksam dışarı pencerem buğulu-
ah ay yalnızlığım
ayrılıklar sorar mı adresimi
duyulur mu haykırsam imdat çığlıklarım
ansızın düşerim gecenin gölgesine
gizli düşüncelerim kemirir beni için için
sevinçsiz kalır sözlerim
veda havası çalarım
vurur yüzüme
vurdumduymazlığım
sitemlerim kanatlanmış
anılar hep bıçak yarası
fışkırır ruhum
kan...kan...
beynime
ve ateş saçılır gözlerime
rüzgar eşliğinde alevlenen
uyut şimdi yarınları
en bilinmez ninnilerle uyut
ben bittim
bulut bekleyişlere bulandım
göç yüreğim
yarınlardan yediğim darbelerden
azat ettim
azat ettim
azat ettim seni ey ay yalnızlığım