Emre amade bir renksin sen:
Fıtratın g/izinde saklı bir teselli
adeta
Mağdur iklimin bekçisi sefil yüreğin
kor hecesi
Meali ve kökü
Adanmışken yüreği
Varsın b/ağlansın basireti
Uğradığım yenilgilerin tek tesellisi
Irgattır yediğim her kurşun:
Hem, her kuşun eti de yenmez, bayım
Aşkın hulasası tetiklenmiş bir kere
gezerken na’şım
Nöbetteyim, bayım
Narım da nurum da saklı sayacında rüzgârın
İçimi delen o kör bakışın
İçtimada geçen ömrün
Uçuşan perdeleri
Şükürler olsun ki
Ne gölgeli ne de kördür gönül gözüm
Mizacı yitik bir şiir diledim, misal
Kök hücremde saklı hasreti:
Ah, o devindiğim hilal
Mağdur ve mazlum ve masum bir yürek
ki
Cebelleşen iblisle
Müridi nice yalancı ve münafık kâfirle
Ötelenmiş olsam ne ki, hem:
Rabbe koştuğum ve tam teslimiyetim
yetmez mi?
Arınmaya ar bildiğim namusumun
şerefimin üstüne
Öyle bir yemin ederim ki
Arasan bulamazsın benim gibi bir
sabiyi
Varsın mumlar yansın
Varsın sönsün evrenin helali
O aşk ki en ihtişamlı
O edindiğim şiar ki asaletin de diğer
adı
İkircikli sözcükler varmış, muştalandığım
İkilem yüklü de mizaçlar
Ah, bayım bir dediğiniz tutmaz diğeri
ile
Dostluğumuz ve muhabbetimiz buraya
kadarmış meğer
Hüzün mü?
Serildiğim kabir mi?
Neden korkayım ki ben ölümden ve de
sizden?
Korunduğuma delalettir kalbin akan
yaşı
Yasın muadili bir beşerim ki
Sevginin telaffuzu elbet Allah
katında saklı
Nazenin nameler süzülür
İnzivada geçen ömür
Varsın sürgün edilir
Asası şu sevginin
İnancımın bilediği her anım her
mevsim
Aşkın hatırınadır tüm çektiklerim
Ve ölümün kıyısından dönmüşken
sevdiklerim
Sevecen yüreğin kimliği nasıl ki azat
edildi
Nasıl ki ihya edildi kalemim ve
büyüyen iman gücüme
Kefilim
Kâfi değil midir hem çektiklerim?
Rengim beyazdır
Minvalimse dolu dolu kâh naz kâh
niyaz
Yüklendiğim ak alnımın ibaresi
Ve yazgısı
Ütülemeden yaşamaktır hem benim
gayretim
Alabildiğine temiz ve saf
Bazen aptal addedildiğim
Gel gör ki dönüşüm yoktur
Baş koyduğum yoldan olsa olsa uçarım,
rüzgâr
Hızında da konarım en yüksek ve ulvi
rakıma
İlahi Aşkın şeceresi
Varsın olsun canım alabildiğine
yansın
İçinde can çekiştiğim neyse cenderesi
Ömrün bir sus payı söylemse sunulan
Ey, güzel Mevla’m, sensin sen benim
yerime konuşan…
Miller aştım yetmedi iblise
Mil çektim kalemin gözlerine:
Doymadı gözleri ihanetin de beşiği
iken
Varsın saklandığım eşiği
Ara ara kaçırsam da gözden
Göze gelsem ne ki?
Rabbim korur beni tez elden
Adağım var sadık olduğum kadar
doğruluğa
Sağdıcım var adı mademki kalem aşkın
nazarında
Solumda devasa bir yangın var
Yâd edilesi dünüme d/okunmak adına kaygım
var
Ya da yok
Lakin kürediğim de kader
Dokunulmazlığı var benliğimin
Aşka şerh düştüğüm hayat denen mecazi
iklimin
Varsın olsun düşeyim de en derine
Merhametlilerin merhametlisi var
Kimse gözümden sakındığım
teslimiyetim yine Rabbime
Tahayyül edebildiğimden de fazlası
Kat çıktığım kadar hidayete
Arazı mı günün?
Yoksa arazi olduğum bir sürgün müdür?
Sürüldüğüm uzak diyarlara
Lakin kalp gözüme ve zihin gücümle
Tavaf ettiğim kâinatın her zerresi
Bir armağandır bana meleklerden
Başımı koyduğum seccadenin dokusu
Nasıl da anne kokar dualarım bazen
tutulsa da nutkum
Tutuşan bir yangınım ben
Hem hüzündür adım hem umut
Hem evlattır vasfım hem de ufukta
saklı çıkış noktam
Elbet el verdiği Mevla’mın…
Kayda değer nice yalanın yoktur yeri
hem Rabbin nezdinde, bayım
Baskına uğrasam ne ki?
Basmakalıp yaşamayan bir neferim ki
Baş koyduğum Allah yolu
Varsın olsun kapısından kovulduğum
dünya denen kovuğu
Havale ettim ben İlahi Adalete
Belki de bir düş gibi koruğu aşkın
Asaletim kayıtlı kaderimde
Yolumdan dönüşüm yok bayım
Yok yere beni dilediğiniz kadar da
karalayın
Sadık olduğum kadar kadere
Güneş olabilmenin verdiği güçle
Varsın balçığa batayım
Ayarı yok madem dilinizin
Rabbime koştuğumun da tescili
Teselli bulduğum her dua her şükür
Yeter ki yüce Rabbim istesin
Düştüğünüz batağın uzağında
Hüzün denen merhalenin varsın olsun
tuzağında
Yarınlara Allah kerim
Yaşadığım kadar da yaşatacağım
sevgimi
Hele ki adı anne ise divane olduğum
iklimin…