Nasreddin Hoca bir gün elinde bir kap dolusu yoğurtla gölün kıyısına gider. Yoğurt kabının içinden çıkardığı kaşıkla başlamış yoğurdu kaşık kaşık göle boşaltmaya. Bir taraftan yoğurdu boşaltırken bir taraftan da kaşıkla iyice karıştırıyormuş.
Gölün etrafında piknik yapan köylüler bunu görünce Hocanın ne yaptığını merak etmişler. Köyüler şaşkınlıkla Nasreddin Hocayı seyrederken, içlerinden biri dayanamayıp Hocanın yanına gitmiş.
Hocanın kulağına eğilerek sormuş :
─ Hayırdır Hocam ?
─ Ne yapıyorsun burada ?
Nasreddin Hoca cevap vermiş :
─ Ne yapayım işte.
─ Göle yoğurt mayası çalıyorum.
Köylü daha da şaşırarak hocaya sormuş :
─ İlahi Hocam !
─ Hiç maya çalmakla koca göl maya tutar mı ?
Bunun üzerine Nasreddin Hoca da şöyle demiş :
─ Ya tutarsa ?
Çocukluğumuzda bir edinen ve aklımıza geldikçe tebessüm ettiren bu fıkrayı bana yine dün çocuklar hatırlattı:
Bilirsiniz mesai bitimlerinde trafik çok yoğun olur hatta bazı caddeler ve köprüler kapanma noktasına gelir,kazalar da "geliyorum" der tabi.Kavşakta bekliyorum karşıdan karşıya geçip yoluma devam edeceğim yukarıya doğru,yanımda altı-yedi yaşlarında iki çocuk var,neyse yeşil ışık yandı ben geçtim karşıdan karşıya ama o iki çocuğun söyledikleri aklımda kaldı.
-Bize yeşil,onlara kırmızı ışık yandı hadi geçelim,diyor birisi diğerine,arabalar duracak.
Diğeri de aynı fıkrada olduğu gibi cevap veriyor:
-Ya durmazlarsa...